Tüp bebek tedavileri her zaman için umut verici olup beklentiyi diri tutmuştur. Bu dönemlerde hüzün, duygusallık, mutluluk gibi psikolojik haller oldukça dinamik olur ve duygu değişimleri sık yaşanabilir. Bundan dolayı da moral olarak inişli çıkışlı bir süreç olabilir. Fakat tüp bebek tedavisinde oldukça büyük atılımlar yaşanmış olup artık çocuk sahibi olamayanların bu destek tedavi yöntemiyle çocuk sahibi olabilmesi ihtimali artmıştır.
Uzun protokol süreci, stresli ve zorlu gibi görünse de bu evreyi sizin gibi yaşayan insanların da olduğunu ve yalnız olmadığınızı hatırlatmakta fayda var. Sevdiklerinizin de yanınızda olacağını unutmayın.
Tüp Bebek Nedir?
Tüp bebek uygulaması, kısa ve basit haliyle, kadın ve erkeğe ait üreme hücrelerinin yani yumurta ve spermin vücut dışı ortamda – mesela laboratuvar ortamı gibi – döllenme işlemidir. Tüp bebek yöntemiyle dünyaya gözünü ilk açan bebek ise, 1978′de İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Tüp bebek, normal yollar ile hamile kalamayan anne adaylarına uygulanan yardımcı bir üreme tedavisi ve yöntemidir. Erkekten alınan spermlerle kadından alınan yumurtanın laboratuvar ortamında birleştirilmesi neticesinde oluşan embriyoların rahme aktarılması ilkesine dayanır.
Neden ilk tüp bebek tercih ediliyor?
Tüp bebek uygulaması birçok yardımcı üreme tedavisi olsa da genellikle en sık tercih edilen tedavi çeşididir. Bunun sebebi ise, gebelik şansının en yüksek olduğu tedavi yöntemlerinden biri olmasından dolayıdır. İlk önce, tüp bebek tedavisi enfeksiyon ya da cerrahi operasyonlar sonucu tüplerinde kalıcı hasarlar kalan anne adaylarında uygulanmaya başlamıştır. Ardından ise kısırlığa sebep olacak diğer etkenlerin tedavisinde de kullanılmaya geçilmiştir. Nedeni bilinmeyen kısırlık ya da erkek kaynaklı kısırlıklarla tüp bebek tedavi yöntemi uygulanarak gayet başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
Mikroenjeksiyon Uygulaması
Son yıllarda uygulanmaya başlanan mucizevi bir yöntem olan, mikroenjeksiyon adı verilen ve erkeklerde uygulanan tedavidir. Menisinde sperm bulunmayan ya da bulunsa bile sperm sayısının oldukça düşük olduğu buna rağmen testisinde sperm mevcut olan baba adaylarının tedavisinde oldukça ses getirmiş, bir devrim olarak tarihe geçmiştir. Kadınlarda her iki tüpün kapalı olması, sperm sayı, hareket ya da normal sperm miktarının düşük olması, sebebi bilinmeyen kısırlık, şiddetli endometriozis gibi durumlar ve hastalarda tüp bebek tedavisi yöntemine başvurulabilir. Tüp bebek tedavisinin süresi uygun görülen tedavi türüne göre değişebilmektedir. Tedavide en sık ve yaygın olarak uzun protokol adı verilen yöntem uygulanır.
Tedavi Başlangıcı, İlk Aşamalar
İlk görüşmede IVF doktorunuz sizden detaylı bir sağlık öyküsü ister, daha önce yapılmış tüm tetkik ve tedavilerinizi kontrol edip, inceler. Gerekli gördüğü taktirde ek tetkikler isteyebilir, genetik ya da başka bölümlerden konsültasyon isteyebilir. Daha sonra bazal bir ultrason incelemesiyle rahim ve yumurtalıkların durumu hakkında bilgi sahibi olur. Bu sürecin sonunda herhangi bir patoloji saptanırsa öncelik bu durumun tedavisine verilir. Problemin nedeni anlaşıldıktan sonra tüp bebek doktorunuz tedavinizin süreç planını çizer ve YÜT programına dâhil olup olmayacağınıza karar verir.
Hormonların Baskılanması
IVF programında öncelikli hedef yeterli sayıda döllenme yeteneğine sahip yumurta hücresi elde edebilmektir. Bu hedefe ulaşmak ve kontrolü ele alabilmek için vücudun kendi ürettiği hormonların zamansız ve düzensiz etkilerinin ortadan kaldırılması gerekir. Bu amaçla hormonları baskılayıcı ilaçlar kullanılır. GnRH analogları adı verilen ve enjeksiyon ya da burun spreyi olarak da kullanılan bu ilaçlar değişik protokollerce uygulanabilir.
Uzun Protokol
GnRHa uygulamasına bir önceki döneminin yirmi birinci gününde başlanır. Takip eden âdet kanamasının üçüncü gününde baskılanmanın olup olmadığı yapılacak olan kan testi ile saptanır. Kan östrojen düzeyi azalmışsa baskılanma sağlanmış demektir. Böylesi bir durum sonrasında uyarı tedavisine başlanır fakat GnRHa uygulaması sona erdirilmez. Çatlatma iğnesinin yapılacağı güne kadar devam edilir. Bu aşamada hangi protokolün size daha uygun olacağına karar verilir. Planlanan protokol, hangi ilacı ne vakit ve ne şekilde alacağınız size anlatılır bunun yanı sıra yazılı yazılı belge olarak da size verilir.
Uzun Tüp Bebek Tedavisi Protokolü
Öncelikle âdetinin başlamasına yakın burun spreyine başlayarak yumurtalar baskılanmaktadır. Yani yeni bir yumurta gelmeden. (henüz âdetin başlayıp bitmesine yakın yumurtalığına düşüp âdetin 2-3 gününden itibaren yeni tazelenmiş rahim de yavaş yavaş gelişmeye başlar). Tam 12 ila 14. günde, bu arada rahim de yumurta ile olgunlaşmaya ve kalınlaşmaya başlar. Bu olayın tamamen doktorların kontrolünde olması için burun spreyiyle yumurtlama durdurulur. Sonrasında âdet görülür.
Hastane Süreci
Âdetin 3. günü hastaneye gidilir ve hastadan kan alınır. Bu kanda LH-FSH – Esradiol gibi yumurtlama ile ilgili hormonların değerleri incelenir. Bu değerlerin düşüklüğü veya yüksekliğine göre de hastanın iğnelerinin dozajı ayarlanır. Önerilen kadar iğneyi doktorların öngördüğü şekilde sabah 2 veya 3 doz, akşam 2 veya 3 doz olarak bir defada vurulur. İğne saatlerinin mümkün olduğu kadar aynı saatlerde olmasına dikkat etmek gerekir. Sonrasında da 5. günden itibaren iğnelerle beraber gün aşırı (7 veya 8. günden sonra her gün de gidebilirsiniz) ultrasona girip yumurtaların gelişimi takip edilmelidir. Yumurtaların gelişme hızlarına göre doz, doktor tarafından azaltıp arttırılabilir. Bu konuda korku yaşamayın, tereddütlerinizi bir kenara bırakın ve doktorunuza güvenin. Amaçları en az dozla en fazla yumurtayı toparlayıp hamilelik şansını yükseltmek olacaktır. Sizden almak istedikleri yumurta sayısı en az 5 ila 8 arasında olmakla beraber daha fazla olursa onları dondurtabilirsiniz. Bir dahaki sefere bu aşamalar olmadan direkt yumurtayı alabilir ve çözdürebilirsiniz. Eşinizin spermleriyle birleştirilip sizin rahiminize bırakılır. Tabi tekrar ilaç almanız gerekecektir fakat önceki süreçten daha kısa sürecektir.
Yumurtanın olgunlaşma işleminin 12. veya 14. günü arasında tamamlanacağı beklenir. Bu günler arasında da iğneler azaltılıp bir iki gün iğne yapılmadan da ultrasonla takip edilebilir. Bu arada burun spreyi kesilecektir.
Yumurtalarınızın büyüklükleri (her gün ultrasonda ölçülecek) 18 milimetre civarında olduğu zaman o gece veya ertesi sabah yumurtanızın çatlaması için bir iğne yapılacaktır. Doktorların önerdiği saatte iğne olmalısınız. Bu iğne vurulduktan sonraki 36 saat içinde yumurta toplama işlemi yapılır.
Normal ultrasona gider gibi gidilen muayenede ilk önce bir iğne vurulup sonrasında yaklaşık yarım saat beklenecektir. Bazen iki üç kişiyi (yumurtalarınızın aynı zamanda toplanmasına denk düşen) birlikte bekleme odasına alıp birlikte iğne yapıp bekletirler. Bu durum sizin için de iyi olabilir. Zira sizinle benzer durum içerisindeki kişilerle konuşarak gerginliğinizi atabilir, vaktin hızlı geçmesini de sağlayabilirsiniz. Kadın doğum muayene masasında bir iğne daha yapılır. Doktorunuz bir taraftan ultrasona bakarken diğer yandan ultrason çubuğu yardımıyla yumurtalarınızı sayarak herhangi bir acı, ağrı hissettirmeden çıkarma işlemini gerçekleştirir. Dilerseniz uyutulma şansınız da var. Fakat genelde kadınlar uyutulmaktan ziyade uyuşturularak uyanık kalıp süreci takip etmeyi tercih ediyor. Zira bu dönemler sizin için en önemli anları içerir. Kimileri de bu anların her saniyesini hatırlamak ister, ileride heyecanla hatırlanan hatıralar olarak hafızalarında saklamak üzere takip ederler.
Embriyonun rahme bırakılması
Yumurta toplama işleminin ardından yarım saat dinlendirilirsiniz. Sabah aç karnına gitmeniz gereklidir bu arada. Dinlenmenin ardından evinizde istirahat edebilirsiniz fakat kendinizi yormamak şartıyla. Bu süreçten sonra da yumurtanın döllenmesi beklenir. Yumurtalarınızın tümü döllenmeyebilir, yeterince olgunlaşmamış olmasından veya içlerinden bazılarının içinin boş olmasından da olabilir. Döllenmenin gerçekleşmesinden sonra, son yöntemle 3-4 gün döllenen embriyoyu bekletip çoğalma fazlalaşınca içlerinden en iyileri seçilir ve iki veya üç tanesi rahme geri yerleştirilir. Embriyo yerleştirilirken monitörden her şeyi rahatlıkla izleme imkânınız vardır. Bu anlar da bir kadın için oldukça heyecan verici olabilir.
Sürecin Son Evresi
Ardından 40 dk. – 2 saatlik bir zaman süresi aralığında dinlendirilirsiniz. Bundan sonraki 12 gün dinlenme ve yavaş, küçük hareketlerle geçmelidir. Gerekirse izin almanız, bundan geri durmayınız. Ayrıca bu dönemlerde ve genel olarak hamilelik sürecinde de yeme içmenize dikkat etmelisiniz. Balık ve süt tüketimine özen göstermelisiniz. Embriyo rahme tutunmaya başlamasıyla beyninin gelişmeye başladığını da unutmayın
Uzun protokolün yanı sıra, kısa ve ultra kısa protokoller de vardır.
Kısa Protokol Tüp Bebek tedavisi
GnRHa uygulamasına adet kanamasının ilk günü başlanır ve tedavi süresinin sonuna kadar (çatlatma iğnesinin yapıldığı gün) devam edilir.
Ultra Kısa Protokol
Adet kanamasının ilk günü GnRHa başlanır ve üç gün verildikten sonra kesilir. Tedaviye hMG ya da FSH ile devam edilir.
Jin.Op.Dr. Serdar Koç
Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı