İnsan sosyal bir varlıktır,sosyallik ile beslenir ve kişisel gelişim gösterir.Çalışma/iş alanı da sosyal davranış alanlarından biridir.
Birey kendi çalışma kulvarında diğerleriyle ilişkili ve koordinasyon içerisinde çalışmak zorundadır.Çalışma, fizyolojik ya da mekanik anlamda bir işleyiştir.Çalışma bir iş alanında,bir amaca yönelik olarak güç harcayarak,belli bir zaman diliminde gerçekleştiriliyorsa iş niteliğine dönüşmektedir.İş,insanın yaşamını sürdürebilmesi amacıyla gerçekleştirdiği bedensel ve zihinsel uğraşlardır.
Ekonomik anlamda ise iş, yararlı ve değerli bir hedefe ulaşmak için yapılan çalışmadır.Çalışma karşılığı iş bireyin bir şey yapmak ve bir sonuca ulaşmak için emeğini kullandığı bir etkinliktir.
Peki insanı çalışmaya sevkeden etmenler nelerdir?
İşyeri başka insanlarla tanışılan, yeni arkadaşlıkların ve sosyal iletişimin kurulduğu bir mekandır. Bu özelliği ile işbirliği kurma, dayanışma, paylaşma vb. gibi sosyal becerilerin gelişmesini aracılık eder.İş,önce çalışan bireye sonra onun ailesine sosyal statü sağlar.
İş, insanın kendine saygısının, toplum için yararlı bir şeyler gerçekleştirme duygusunun önemli bir kaynağıdır.İnsanın bir aidiyet ve kimlik duygusu oluşturmasında işin rolü çok büyüktür.Çalışma hayatı, insanın belirli bir düzen içinde yaşama ihtiyacına cevap verir,zaman yönetimini sağlar.
İş, sağladığı gelir ile iş dışı yaşamın maddi temelini oluşturmakta, özel yaşamın şekli ve boş zamanları şekillendirme biçiminin de önemli bir belirleyicisi olmaktadır; yapılan işin içeriği ve mesleki sosyalleşme olgusu büyük önem taşımaktadır.
İş aynı zamanda toplumsal, psikolojik, fizyolojik ve ruhsal zenginlik ve mutlulukların da kaynağıdır.
İşsizlik birçok olumsuzlukları, hastalıkların ve psikolojik sorunların da kaynağıdır.Çalışan birey için iş, anlamlı,önemli,değerli, doyurucu ve prestij sağlayıcı bir etkinliktir.Bu sebeple hayatımızda koruyucu ve düzenleyici bir role sahiptir.
Tabi ki sadece iş değil işin değeri ve anlamı da birey için önemlidir.İşin iyi bir gelir getirmesi,bireye güvence vermesi,yapılan işin ilgi çekici olması ve anlamlı bir şeyler yapıldığı hissini vermesi,işin kendi başına yapılabilen, sorumluluk bilinci gerektiren nitelikte olması,işin modern araçlar ve yardımcı materyal ile donatılmış olması,çalışma arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurabilme,yükselme şansının varlığı,yapılan işin saygı ve kabul görmesi ve en önemlisi işin çalışan insana kendini geliştirme olanağı vermesi gibi etkenler işin değerini belirleyen ve bireyin işi özümsemesini sağlayan yapılardır.
Sanayinin ve ekonominin gelişmesi, yeni meslek kollarının ortaya çıkması, ülkenin büyümesi ve değişen dünya düzeni ile “Endüstri ve Örgüt Psikolojisi” psikolojinin alt dalı olarak önem kazanıp faaliyet göstermeye başlamıştır.
Endüstri Psikologları, mal ve hizmetlerin üretimi sırasında ortaya çıkan insan davranışlarını inceler, kuruluşların etkinliğini arttırmak için işte karşılaşılan sorunlarla ilgili bilimsel araştırmalar yapar ve öneriler getirir.
Psikolojinin yöntem ve tekniklerini kullanarak
- verimli bir çalışma ortamı sağlamak,
- insana önem vererek işin sürdürülebilirliğini sağlamak,
- ast-üst ilişkisinin düzenli olarak sağlanması,
- bireylerin sağlıklı bir çalışma ortamında çalışmalarını sağlayacak fiziki ve psikolojik şartları sağlamak,
- çalışanın iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda yapması gerekenleri takip görevini üstlenir.
Bu anlam da hızla gelişen,büyük değişimler gösteren üretim ve hizmet sektöründe büyümek ve globali yakalamak istiyorsak insan kaynaklarına olan önemi muhakkak arttırmak gerekiyor.
Merve Kayhan
Psikolog