Kahve, dünyadaki birçok insan için tercih edilen bir içecektir. Vücudu ve zihni canlandırmaya, uyanık ve güne hazır olmaya yardımcı olan kafein sağlar. Kahve alerjisi olan kişiler, kahve çekirdeğine maruz kaldıklarında tepki gösterirler. Kafeine veya kahvede bulunan başka bir şeye duyarlı olan veya intoleransı olan biri de belirtiler yaşayabilir. Bu iki durum arasındaki farkı bilmek önemlidir. Kahve alerjisinde genellikle, yeşil kahve çekirdeklerinden çıkan toz, çekirdeklerle çalışan bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olur. Kahve içmeye karşı alerjik reaksiyon görülmez. Kahve çekirdeklerinin neden olduğu alerjik reaksiyon, aslında bağışıklık sistemi tepkisine bağlıdır. Bağışıklık sistemi, kahvenin içindeki bileşikleri zararlı olarak algılar. Bağışıklık sistemi daha sonra kahveye, bakteri ve virüs gibi patojenlere benzer şekilde tepki verir, yok etmek için histamin gibi koruyucu bileşikler salgılar. Kahve alerjisinin belirtileri bu sürecin sonucudur.
Alerjiler, çok fazla kafein veya kafeine duyarlılığın neden olduğu belirtilerle karıştırılabilir. Kahve içmekten hastalanan pek çok insan, kafein duyarlılığının etkisini görür. Tipik olarak, yetişkinler için önerilen kafein tüketimi günde 400 mg ile sınırlıdır. Bu yaklaşık 4 küçük fincan ev yapımı kahvedir. Bu miktarı aşan birçok insan belirtiler yaşamaya başlayabilir. Düzenli olarak kafein almayan veya kafeine duyarlı kişiler, 1 fincan kahve veya çay gibi nispeten küçük miktarlarda kafeinden sonra da belirtiler yaşayabilir. Kişi kafeinli içeceklere alışkın değilse, vücudunun kafein etkilerine alışık olmadığı ve kafeini vücuttan uzaklaştırmaya çalıştığı için belirtiler ortaya çıkabilir.
Ecem Tuğba Özkan
Beslenme ve Diyetetik (Diyetisyen)