Her insanda, kendi düşüncelerini ifade edebilmesi için kodlama, sembolleri kullanma, ilişkilendirme becerileri doğumdan itibaren bulunmaktadır. Erken çocukluk döneminde ise bu beceriler anne ve babaların, çocuğun çevresindeki insanların, yaşıtlarının ve eğitimcilerinin anlamlı dil girdileri sunması ile çeşitli uyaranlara maruz bırakarak ve doğru model olarak harekete geçirilmeye başlanır. Daha önceki yazılarımızda da üzerinde durulduğu gibi tüm bu çalışmalar çocuğun ana dilini seçmede ve aktif olarak kullanmada önemli bir rol üstlenecektir. Yaşamın ilk üç dört yılı anadili seçme, anlama ve üretme konusunda yetişkinlere oran ile çok daha hızlı bir bilişsel beceri gösteren çocuklar kısa bir sürede yetişkinlere benzer bir konuşma performansı gösterebilmektedir. Edindikleri dili iletişim kurma, ihtiyaçlarını karşılama, karar verme, kıyas yapma, davranış planlama ve yönetme, isteklerini bildirme vb. konularda rahatlıkla kullanmaya başlayacaklardır.
Sözcük hazinesi hızla gelişen, cümle yapıları uzun ve daha akıcı hale gelmeye başlayan, dili pragmatik anlamda doğru ve etkin kullanmaya başlayan çocuklar yaşamın ilk yıllarında herhangi bir öğretim almaksızın sadece öğrenme becerileri ile doğuştan gelen yatkınlıklarını da kullanmakta ve çevreyi model olarak alabilmektedir. Her beceride olduğu gibi çocukların dili edinim becerilerindeki bu öğrenme hızları çocuktan çocuğa değişkenlik göstermekte ve bu durum ‘bireysel farklılık’ terimi ile ifade edilmektedir. Bazı çocuklar dil edinim sürecini normlarla eş zamanda başlatıp geliştirebilirken (yapılan araştırmalarca belirlenen çocuklar için ortalama gelişim basamakları zamanlarına uygun olarak) bazı çocuklar ise dili işlemleme, kullanma ve geliştirmede yaşıtlarından daha geç bir zamanda ve daha yavaş bir hızla uygulayabilmektedir. Bu gruptaki çocukların sözcük hazineleri sınırlı sayıda kalmakta, ilk sözcükleri öğrenmekte güçlük yaşamakta ve cümle kurmakta yaşıtları gibi performans sergileyememektedirler.
Yapılan araştırmalarda çocukların birbirinden farklı zaman ve hızda dili öğrenmesini etkileyecek faktörler yani bireysel farklılıklar bulunmaktadır. Temel olarak bu farklılıklar ikiye ayrılır. İlki çocukların bilgiyi işlemleme, üretme ve anlama biçimindeki farklılıklardır. İkincisi ise dil girdileri açısından çevrenin olumlu ya da olumsuz rolüdür. Bilgi işlemleme becerisi ve hızı çocuğun bilişsel kapasitesine, anatomik ve fizyolojik yeterliliklerine, işitme becerisine ve diğer bireysel gelişim alanlarındaki kapasitelere bağlı olarak değişmektedir. Dil edinim hızlarındaki çevresel farklılıklar ise çocuğun sözcük hazinesini, öğrendiği kelimelerin semantik kategorisini değiştirmektedir. Maruz kalma sıklığı ise tekrarlama becerisini arttırmaktadır. Bu sebeple dil edinim dönemindeki çocuklar için ne kadar sık, doğru ve çeşitli uyaran sunulursa çevresel etkenler olarak çocuğun öğrenme hızına olumlu katkı sağlanacaktır.
Bunlara ek olarak bilişsel farklılıkları oluşturabilecek durumlara bireyin ruhsal sağlığı ve mizaç farklılıkları da söylenebilmektedir. Zihinsel gelişime ve bireysel kapasiteleri olumlu ya da olumsuz etkileyebileceği de bilinen beslenme şekli ve bireyin mensubu olduğu cinsiyet de bireysel farklılıkları doğurabilmektedir.
İrem Güneş
Dil ve Konuşma Terapisti