Çocuklar ilk adımlarını atıp konuşmaya başladıkları andan itibaren hayatı keşfe çıkarlar. Onlar için doğru ya da yanlış yoktur, tek arzuları istedikleri her şeyin bir an önce gerçekleşmesidir. Zaman ve mekân kavramları gelişmediği için her an her yerde canlarının istediği şekilde davranabilirler. Koltukların tepelerine çıkılır, ev alt üst edilir, arkadaşlarla tartışmalar yaşanır ve bunun gibi bir sürü yaramazlık yapılır. Peki, çocuklar neden böyle davranıyor olabilirler?
- Çocuğun taşkınlık içeren davranışlarına karşı ani ve aşırı tepkiler vermek istenmeyen davranışlarının artmasına neden olabilir.
- Aşırı disiplin, aşırı otoriter tutum, sıkı kurallar, yasak ve ceza gibi tutumlar, yaramaz ve asi davranışların artmasına neden olduğu gibi özgüven eksikliği, içe kapalılık, kişilik ve iletişim bozukluklarına neden olabilir.
- Ebeveynleri tarafından ihmal edilen, sevgi ve ilgi görmeyen, kardeş kıskançlığı yapan çocuklarda yaramazlık davranışına eğilimli olur yani bu davranışlarının altında dikkat çekme amacıyla ihtiyaçlarının karşılanması talebi yatıyor olabilir.
- Bu tür durumlarda anne babanın "hayır" ya da "yapma" gibi uyarıları genellikle sorunu çözmez. Yaşayarak öğrenmenin ön planda olduğu 2-3 yaş dönemindeki çocuklar bir şeyin neden yapılmayacağını dinleyebilir ve anlayabilirler; ama asıl başaramadıkları şey, hareket etmeden önce düşünmektir. Onlar önce bir davranışı yapar, sonra düşünür ve öğrenirler.
Bu yaramazlık davranışı için çocuğa nasıl yaklaşılabilir?
- Yaramazlık yapan çocuklara, “yaramaz!”, “söz dinlemez!” gibi tepki ve etiketlerden kaçınılmalıdır. Sürekli olarak çocuğa kötü ve laftan anlamaz mesajının verilmesi yaramazlık yapma isteğini arttırabilir. Bu nedenle ebeveynler onlarla karşılıklı olarak neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda sakince konuşmalı, empati yapmalı, ona söz hakkı vermeli ve yeterince sevgi, ilgi göstermelidir.
- Yeterli becerilere sahip olduklarında; yemek yeme, giyinme, temizlik gibi alışkanlıkları kazanmaları için fırsat verilmelidir. Çocuk, ihtiyaçları için yaşına uygun olarak sorumluluk almalı ve başardığını görmelidir.
- İlgili kurallar önceden belirlenmeli ve çocuğa açık bir dille bu kurallar ifade edilmelidir. Yani kurallar yapmasını istemediğiniz davranışlar ortaya çıktıktan sonra değil ortaya çıkmadan önce konuşulmalıdır.
- Çocuklar sözel uyarılardan daha çok, görerek öğrenmeye açıktırlar. Uymasını beklediğiniz kurallar ve davranışlarla ilgili ona örnek olun. Örneğin; arkadaşlarına kaba davranmasını istemiyorsanız, sizin de başkalarına nazik olduğunuzu ona göstermelisiniz.
- Çocuklarda anne-babalarının onayladığı ve olumlu geribildirim verdikleri davranışları tekrar ederler. Örneğin; ‘aferin’ demekten ziyade ‘oyuncağını arkadaşınla paylaşman ve arkadaşına vurmaman beni çok mutlu etti.’ Gibi ifadeler daha etkili olacaktır.
- Çocuğun olumsuz davranışları karşısında sakin kalmayı başarmak ve olumsuz davranışı görmezden gelmek o davranışın zaman içerisinde azalmasını sağlar.
- İstenmeyen davranışları karşısında hissettiklerinizi çocuğunuzla paylaşmanız ve aynı şekilde sizin de onun duygusunu anlamaya çalışmanız, çatışmaları çözmeye yardımcı olur.
- Son olarak ebeveynler tarafından kısıtlanan ve yapılması istenmeyen yaramazlıklar aslında çocukların gelişimine büyük oranda katkı sağlar. Saldırganlık ve zarar unsuru barındırmadıkça belli zamanlarda yaramazlık yapmasına müsaade edilebilir. Çünkü çocuğa yalnızca doğru davranışları öğretmek uygun olmayan bir yaklaşımdır. Sadece doğru davranışları yapmasına izin vermek doğru olmayan davranışları yapmasını arttırabilir. Aslında çocuk, her yaptığı yaramazlık sayesinde aslında bu davranışların yanlış olduğunu öğrenerek kendini geliştirmeyi öğrenir.
Gözde Başkaya
Uzman Psikolog