Duymayanımız yoktur herhâlde. “Yaşlılığa karşı” olarak tercüme edilebilir. Yaşlılıkla savaşmanın formülü ise çok eski zamanlarda Hipokrat tarafından verilmişti: “Besinler ilacınız olsun.” Vücudumuz düzenli bir beslenme desteği ile kendisini iyileştirecek ve tamir edecek biçimde dizayn edilmiştir. Günlük beslenmemizde yer verdiğimiz bazı besinlerin yüksek anti-aging etkileri olduğunu biliyor muydunuz peki?
Avokado yağı nemlendirirken cildi güçlendirir. Antioksidan etkili E vitamininden zengindir. Böğürtlen, ahududu, yabanmersini gibi küçük kırmızı-mor meyveler içerdikleri antioksidanlarla yaşlanmayı geciktirici etki gösterirler. Serbest radikallerle savaşırlar. İçeriğindeki likopen doğal bir güneş koruyucu görevi üstlenerek UV ışınlarının güneş lekesi, kuruluk ve kırışıklığa sebep olan etkilerine karşı koruma sağlıyor. Salataların vazgeçilmezi olan salatalık cildiniz için bir mucize gibidir. Kabuğundaki silika maddesi kırışıklıkları azaltır ve kolajen üretimini destekler. İçeriğindeki C vitamini kırışıklarla savaşmak için kollajen üretiminde etkilidir.
Havuç mükemmel bir A Vitamini kaynağı. A Vitamini, zihnin dinç olması, genç görünmek ve saçların parlaması için gereklidir. Turuncu rengini veren beta-karoten güçlü bir antioksidandır. Gördüğümüz gibi doğru beslenme her şeyde olduğu gibi uzun yılların vücudumuzdaki etkilerini azaltmada da etkili ve yardımcıdır
Neşe Uğur
Diyestisyen
