FİRMA KAYIT
Geri Bildirim
Polikistik Over Sendromu ve Beslenme
Polikistik Over Sendromu ve Beslenme

Polikistik Over Sendromu ve Beslenme

1193

1.POLİKİSTİK OVER SENDROMU NEDİR?

Polikistik over  sendromu  (PKOS),  santral  sinir  sistemi,    hipofiz,    overler,    adrenal    bezler    ve    ekstra  glandüler  dokular  arasında  etkileşimlerin bozulmasına  bağlı  olarak,  üretken  yaşamın herhangi bir döneminde sıklıkla ortaya çıkabilen, kronik  seyreden,  gelecekte  yaşam  kalitesini olumsuz  etkileyebilen bir  hastalıktır.

Polkistik over sendromu hiperandrojenizm, insülin direnci, adet düzensizliği, infertilite(kısırlık), hirşutizm(kıllanma) ve abdominal   obezite ile karakterizedir .Yüksek androjen salınımı ve anormal insülin aktivasyonu PKOS’a  zemin  hazırlarken, hastaların  çoğunda hirşutizm(kıllanma) ve adet düzensizliği oluşmaktadır. Bu hastalarda östojen ve progesteron hormonlarının seviyeleri düşüktür. Diyabet hastalarında  polikistik over sendromu oluşma riski fazla aynı zamanda Polikistik over sendomu hastalarında ilerde Tip 2 diyabet oluşma riski fazladır.

Oluşum nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak kalıtımsal faktörler, hormonel bozukluklar gibi obezitenin de etkili olabileceği savunulmaktadır.

2.BELİRTİLERİ NELERDİR?

Pcos hastalığı genel olarak 15-50 yaş aralığındaki kadınlarda görülür .Bir çok kişi pcos hastası olduğunu bilmemektedir. Her kadında çıkan belirtiler ve şiddeti farklıdır.Eğer sizde de aşağıdaki belirtiler mevcut ise mutlaka kadın doğum doktoruna başvurunuz.

  • Adet düzensizliliği yada adet görememe(amenore)
  • Saçlarda dökülme
  • Yüz bölgesinde akne veya sivilce oluşması
  • Vücutta kıllanmanın artması
  • Kilo artışı

3.BESLENME TEDAVİSİ NASIL OLMALI?

Hastalarda ılımlı bir kilo kaybı menstual döngüyü düzenlediği ve glilkoz toleransını artırdığını gözlemlenmiştir..Beslenme tedavisinde öncelikle oluşan insülin direncini azaltmak  sonr ada hormonel kontrolün sağlanması amaçlanmalıdır. Beslenme tedavisi,  egzersiz ve  vücut  ağırlığı kaybıyla,   polikistik   tablonun   hafiflemesi öngörülürken,        bu        bireylerin        beslenme        alışkanlıklarını  değiştirmekle  ilgili  çok  fazla metabolik  engele  takılmaları,  tedavinin  etkisini  azaltmaktadır. Ghrelin düzeyindeki farklılıklar vücut ağırlığı, pankreatik ve endokrin işlevler, glukoz metabolizması ve over işlevleri ile ilgili düzensizliklere yol açmaktadır. Ancak PKOS’un obezite, menstrual  siklus bozukluğu, hiperkolesterolemi, hirşutizm, cilt ve iştah sorunları, artmış kan glukoz düzeyi ve hormon dengesizliği gibi tipik semptomlarının beslenme tedavisi ile düzeldiği belirlenmiştir.Beslenme tedavisinin diyetisyen tarafından hazırlanıp  kişiye özel olması gerekmektedir

Karbonhidrat

PKOS’ta beslenme tedavisinde, glisemik  indeksi  yüksek   karbonhidratların   azaltılarak, glisemik indeksi  düşük   karbonhidratların   arttırılması önerilmektedir Besinlerin glisemik indeksinin düşük olması, insülin direncinin azaltılmasında, dolayısıyla tokluk hissinin oluşması ve acıkmanın gecikmesinde önemlidir. Tam buğday ekmeği, kepekli, çavdar esmer ekmek çeşitleri tüketilebilir.

Protein

Diyetin protein içeriğinin yüksek olması,  tokluk sağlarken  insülin  duyarlılığını arttırmakta   üreme   ve   endokrin   işlevleri düzeltmektedir. PKOS  ’lu  obez  bireylere  24  hafta  boyunca uygulanan  egzersiz  ve  yüksek  proteinli  düşük  enerjili   diyetin,   menstrüal  siklus   ve   fertilite    üzerinde  olumlu  etkilerinin  olduğu,  cinsiyet  hormonları  ve  insülin  düzeylerinin  istatistiksel  açıdan  anlamlı  şekilde  düzeldiği  saptanmıştır. Proteinleri karbonhidrat kaynakları ile beraber tüketmek kan şekeri regülasyonu için önemlidir.

Yağ

PKOS’ lu  hastalarda  çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin omega-3 yağ  asidinin  ek  olarak  alınması  önerilmektedir.  Yapılan bir çalışmada katılımcılara  günlük  4  g  omega-3 yağ asidi verilmiştir. Omega-3 alımının kan yağlarından trigliseridi, sistolik ve diyastolik  kan basıncını istatistiksel olarak anlamlı şekilde  azalttığı  saptanmıştır. Ceviz, badem, fındık  gibi yağlı tohumlar, somun uskumru gibi balıklar diyet listesinde yazılabilir. Diyetteki çoklu doymamış yağ asitlerinin artması ise  insülin  direncini   azaltarak,   kontrolsüz   insülin   salınımını  engellemektedir.  Tereyağı, margarin, mayonez ve krema gibi gıdalardan uzak durulmalıdır. 

Posa (Lif)

Diyette posa kaynağı  olan  sebze, meyve ve tam tahıllı besinlerin daha çok  yer alması sağlanmalıdır. Öğünlerde salatalara yer verilmesi kan şekeri regülasyonu için önemlidir. Yine kullanılan sebze ve meyveler glisemik indeksi düşük olmalıdır.Haftada iki yada üç defa kurubaklagil yemeği yapılmalıdır.Ekmek tercihleri beyaz ekmek yerine posa miktarı fazla olan  tam buğday, kepekli, çavdar veya esmer ekmek olmalıdır.

4. POLİKİSTİK OVER ‘ DA  EGZERSİZ VE STRES

PKOS’lu kadınlarda  günlük  30  dakika  orta  şiddette yapılan düzenli egzersiz vücut ağırlığının korunmasında  ve  kontrolünde  önemlidir. İnsülin duyarlılığını artırmaktadır.

Stres, kan glukozunu yükseltmekte ve yüksek düzeyde   seyreden  kortizol, insülin direncini şiddetlendirmektedir. Bu yüzden stres yönetiminin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bu konuda psikolojik destek alınabilir.


Diyetisyen