FİRMA KAYIT
Geri Bildirim
Öz güven, Öz saygı, Öz yeterlik Nedir? Nasıl Gelişir?
Öz güven, Öz saygı, Öz yeterlik Nedir? Nasıl Gelişir?

Öz güven, Öz saygı, Öz yeterlik Nedir? Nasıl Gelişir?

3571

‘Öz güveni çok yüksek biriydi’ gibi kurulan cümleleri toplum içinde sıklıkla duyarız. Ancak ‘öz yeterlik ve öz saygı’ kalıplarını duyma ihtimalimiz biraz daha düşük olsa da bireyler için önemi bir hayli fazladır. Temel gelişimi çocukluk dönemine dayanan bu kavramlar bireyin tüm yaşamını etkilemektedir. Peki nedir bu işin özü?

Öz kavramı yani benlik, bireyin kendisini görüş ve algılayış biçimi ile ilgilidir. Benlik kavramının gelişimi dinamik bir süreç olduğu gibi gelişimini etkileyen birçok faktör de vardır. Şu an üzerinde durmak istediğim her kavram kendi içinde çeşitli özelliklere sahip olduğu gibi birçok farklı açıdan da açıklanabilir. Kısaca bahsetmek gerekirse; öz saygı bireyin kendini kabul edebilmesi, önemli görebilmesi, beğenilmeye ve sevilmeye değer bulmasıdır. Öz güven ise bireyin zorluklara karşı dayanma gücü, başarısızlıkta kendini toparlayabilmesi, kendisine yönelik iyi ve olumlu duygular geliştirmesi gibi kavramlarla açıklanabilir. Son olarak öz yeterlik, bireyin kendi yeteneklerine olan inancı, kendine yetebilmesi, yeterli olduğunu hissetmesidir.

Bireyin aslında tamamen kendililik algısıyla ilgili olan bu kavramların oluşumunu ele aldığımızda, çocukluk dönemi içerisinde geliştiğinden en büyük etken ailedir. Aile, bireyin ilk sosyal çevresi olduğu gibi anne-baba da ilk modelidir. Bireyler büyüme ve gelişim dönemlerinde ilk olarak anne ve babasını, onların ilişkilerini, davranışlarını ve sözlerini örnek alır. Sosyal öğrenme dediğimiz bu durumda bireyler aslında anne-babalarını taklit ederek ilk davranışlarını kazanırlar.

0-3 yaş arasında çocuğun henüz kendine ait farkındalık düzeyi yeterince gelişmemiştir. Bu nedenle ailelerin tutum ve davranışları bu algının gelişmesinde önemli rol oynar. Doğumdan itibaren sevgi ile ihtiyaçlarının zamanında ve tam anlamıyla karşılanması, 2 yaşına kadar anne ile güvenli bağlanmanın sağlanabilmesi, çevresindeki kişilerin kendililik tutumları önemli bir etkendir. Bahsedilen yaş aralığında güven duygusunun temeli atılan bir çocuk, çevresini keşfetmek ve denetim gücü kazanmak amacıyla öğrenme eğilimine girer. Ebeveynlerinden alacağı tepkiler ise benlik gelişimi için önemli bir unsur oluşturur.

Aile veya bakım veren kişi çocuk için olumlu etkiye neden olabileceği gibi olumsuz etkiye de neden olabilir. Çocuğun gelişimini engelleyecek ya da duraksatacak davranışlar, onun fiziksel veya ruhsal sağlığına zarar verebilir. Bu zararlı davranışlar aynı zamanda benlik algısına da saldırır. Çocuğun özellikle bakım vereni tarafından duygusal, fiziksel veya cinsel ihmal ya da istismara uğramış olması gibi olumsuz durumlar gelişimsel travmayı da tetikleyebileceği gibi çocuğun bağ kurma ihtiyacını da sekteye uğratır. Gelişimin önemli dönemlerinde oluşan/oluşması beklenen kendililik algısı da zarar görmüş olur.

Bireylerde benlik kavramlarının temelleri çocukluk döneminde atıldığı için ebeveynlerin veya bakım veren kişilerin çocuğa karşı gösterdiği tüm tutum ve davranışlar daha da önem kazanmaktadır. Aile içi iletişimin hoşgörülü, tutumların dengeli olduğu bir ortamda büyüyen bir çocukla, iletişimin kopuk olduğu, baskıcı, ilgisiz tutumlarla büyüyen bir çocuk sizce aynı benlik kavramını geliştirebilir mi? Öz güven, öz saygı ve öz yeterlik kavramlarının oluşumunda ailenin etkisi buraya öne çıkmaktadır.

Ne aşırı hoşgörü ne de aşırı baskı iyi değildir. Aşırı hoşgörüye sahip ailelerde büyüyen çocuklar kuralsız, sınırsız, bencil ve doyumsuz bir kişilik yapısı geliştirebileceği gibi benlik kavramları da olması gerektiği gibi gelişim göstermeyecektir. Olması gereken ise güven verici ve dengeli bir hoşgörü göstermektir. Bu aile yapısında büyüyen bireyler sorumluluklarının bilince, temel kurallara sahip, benlik kavramları olması gerektiği gibi gelişmiş bireyler olurlar.

Unutmayın ki bir çocuk her zaman çocuk kalmaz. Çocukluk döneminde gelişmesi beklenen özellikler gelişmediğinde veya yanlış yönde bir gelişim gösterdiğinde, bireylerin akademik hayatı, iş hayatı ve partnerlik ilişkileri de zaman içerisinde bunlardan etkilenmektedir.


Uzman Aile Danışmanı