Oyun, çocuğun yaşamını yansıtır. Çocuk, oyun ile birlikte büyür. 12-24 aylar arasında “mış gibi” oyunlar oynamaya başlayan çocuk yaşamını, çevresini oyunları ile yansıtır. Kurduğu oyunlar ile kendini ifade etmeye başlayan çocuğun gelişimi hızlanır. 6 yaştan sonra çocuk kendini rahatlıkla sözel olarak ifade eder durumdadır. Bilişsel, sosyal, duygusal, dil ve motor gelişim alanlarında becerileri gelişir. Bu dönemde oyuncaklar, çocuğun kelimeleri haline gelir. Çocuk oyuncakları ile kendine yeni bir dil oluşturur, bu dil de çocuğun oyunudur.
Ebeveynler çocuklarının dilini anlamak için onlarla oyun oynamalıdır. Ebeveynleri ile oyun oynayan çocuk, ebeveynine bağlanır ve ebeveyn çocuk arasında sağlıklı bir ilişki gelişir. Bazı durumlarda ebeveyn ve çocuk çatışma içerisinde olabilir. Bu durum çocuk veya ebeveyn kaynaklı olabilir. Bu gibi durumlarda ebeveyn çocuğun üzerine gitmek veya çocuğun öfkesini, üzüntüsünü görmezden gelmek yerine bir uzman ile görüşülebilir. Ebeveynin bilmediği çocuğun iç dünyasında yaşadığı ve sözel olarak ifade edemediği veya etmekte zorlandığı herhangi bir durum veya olay karşısında çocuk, uzman veya terapiste oyun yoluyla bunu aktarabilir.
Terapist veya uzman burada daha çok pasif bir rolde olduğundan çocuk kendini ifade etme fırsatı bulur. Çocuğun terapi odasında, herhangi bir oyuncakla oynaması veya oynayış şekli uzmana bir fikir verebilir. Oyun ile çocuğun bilinçdışına erilmiş olunur.
Terapi odasında oyun oynayan çocuk, davranışsal prova ile günlük hayatta çözmeye zorlandığı durum veya olayları çözmeye çalışır. Çocuk, oyuncaklar ile terapi odasında başa çıkması gereken problemleri öğrenir, sorumluluklarının farkına varır. Problemleriyle başa çıkmaya çalışan çocuk, terapi odasında güç ve kontrolün kendisinde olduğunu hisseder. Çocuk bu problemleri çözmeye çalışırken travma, korkuları açığa çıkar ve çocuk duygusal boşalım yaşar. Duygusal boşalım yaşayan çocuk, terapist ona duygularını yansıttığında çocuk ne hissettiğinin farkına varır. Terapist bazı durumlarda da çocukla karşılıklı roller alınarak oyun kurar. Karşılıklı roller alınarak oyun oynandığında, çocuğun empati becerisi de gelişmiş olur.
Çocuk terapi odasında problemlerini çözmeyi öğrendiğinde, yeterlilik ve öz denetim becerisi gelişir. Kendini yeterli, özerkleşmiş hisseder ve kendine saygısı artar. Çocuğun benlik algısı gelişir. Terapi odasında öğrendiklerini, günlük hayatında uygulamaya başlar.
Bunların yanı sıra bilindiği üzere oyun, çocuğun fantezi dünyasını da geliştirir. Çocuğun hayal dünyası genişler, yaratıcı fikirler ortaya çıkarır. Yaratıcı fikirler ortaya çıkarmaya başlayan çocuk, problemlerine yaratıcı fikirler bulur.
Özetle, oyun çocuk için iyileştirici etkiye sahiptir. Oyun ile büyüyen çocuk, hayata hazırlanır. İleride kendine saygısı olan, empati kurmayı becerebilen, ahlaki yargı ve değerlere sahip bir birey olur.
Gülendam Kahya
Çocuk Gelişimci