Duygusal gelişim, çocuğu bebeklikten itibaren diğer gelişimsel özellikleriyle etkileşim içerisinde olarak yetişkinliğe hazırlar. Duygusal gelişimi desteklenen çocuklar ileri yaşlarda kendi duygularını tanır, karşısındaki kişinin duygu ve davranışlarını anlamlandırır ve uyumlu ikili ilişkiler kolaylıkla kurabilir. Çocuğunuzun öfkeli olduğundan, sinirlendiğinde çevresine ve kendisine zarar verdiğinden sık sık şikayet ediyorsanız çocuğunuz duygularını tanımıyor ya da duygularını tanıyıp ifade etme yollarını bilmiyor olabilir. İleri yaşlarda çocuğunuzun kendi duygularını anlayabilmesi, yönetebilmesi ve uyumlu ikili ilişki kurabilmesi için siz ailelerin çocuğunuzun duygusal gelişimini desteklemeniz gerekmektedir. Duygusal gelişim aynı zamanda çocuğun anne babasıyla olan ilişkisi, kurduğu güvenli veya güvensiz bağlama, bulunduğu sosyal ortamlarda kurduğu ilişkiler doğrultusunda çocuktan çocuğa değişiklik göstermektedir. Bu durumda anne ve babaların çocuklarını çok iyi tanıması, duygusal gelişimi desteklemekte büyük fayda sağlayacaktır.
DUYGUSAL GELİŞİMİ NASIL DESTEKLEYECEĞİZ?
Rol Model Olun
Çocukların duygusal gelişiminde baş rol anne ve babalarındır. Çocuklar anne ve babalarının aslında birer yansımalarıdır. Bu nedenle anne ve babalar nasıl iletişim kurar, nasıl davranışlar sergiler ise aynı şekilde çocuklarından geri dönüt alacaktır. Anne babalardan sonra ise çocukla en çok zaman geçiren öğretmenler ve okul çalışanları yer almaktadır. Çocukla en çok zaman geçiren, iletişim kuran bireyler çocuğun duygusal gelişimine büyük oranda katkı sağlamaktadır. Anne ve babalar bu önemli rollerini çocuklarını dinleyerek, duygularına etkili bir şekilde yanıtlayarak, çocuklarıyla duygular hakkında konuşarak üstlenebilirler.
Duygular Hakkında Konuşun
Çocuklarınızla duygular hakkında konuşmanın öneminden bahsettik. Peki bunu nasıl yapacağız? Öncelikle çocuğunuza sık sık ‘Nasıl hissettin?’ sorusunu yöneltin. Böylelikle çocuğunuzun hangi duyguları bildiğini, hangilerini bilmediğini öğrenmiş olacaksınız. İletişim kurarken bilinçli olarak farklı duyguları kullanın ve çocuğun öğrenmesine destek sağlayın. Çocuğun bilmediği farklı duygulardan konuşmak duyguları öğrenmesine daha çok fayda sağlayacaktır. Bununla birlikte somut kaynaklardan faydalanın. Resim, film, hikaye gibi kaynakları kullanmanız küçük yaş grubunda daha etkili olacaktır. Çocuğunuza hikaye okuyup belli aralıklarla hikayedeki karakter hakkında duygular üzerine sorular yönlendirin. İlk aşamalarda konuşmanın seyrini siz belirliyorken sonraki aşamalarda konuşmanın seyrini artık çocuğunuzun da değiştireceğini göreceksiniz.
Olumsuz Duyguları İfade Edin
Çocuklara rol model olmaktan bahsetmiştik. Günlük hayatımızda herhangi bir duruma sinirlendiğinizde yüksek sesle, öfkeyle kurulmuş cümleler ile anlatmak yerine neye sinirlendiğinizi çocuğunuzun, yaşı ve gelişim düzeyine uygun olarak anlatın. Normal konuşma ses tonunuzu kullanarak durum karşısında ne hissettiğinizi anlatın. Böylelikle çocuğunuza hem olumsuz duygularınızı doğru bir şekilde ifade etmiş hem de doğru bir rol model olmuş olacaksınız. Aynı şekilde çocuğunuz herhangi bir duruma sinirlendiğinde, olumsuz davranışlar sergilediğinde, öfkenin kaynağıyla ilgili sorular sorarak duygularını ifade etmesini ve rahatlamasını sağlayın.
Şevkatli ve İlgili Olun
Çocuklar söyledikleri sözlere veya sergiledikleri davranışlara anne ve babalarının nasıl bir tepki vereceklerini tahmin edebilmekte. Bu nedenle ebeveyn tutumu çocuğun kurduğu iletişimi ve sergilediği davranışları etkilemekte. Örneğin; otoriter anne ve baba ile büyüyen bir çocuklar duygularını dışa yansıtma, ifade etme konusunda kendini baskı altında hissedebilir ve konuşmaktan kaçınır. Diğer tarafta çocuğu anlayan, şevkatli ve ilgisini gösteren anne babanın olduğu bir ailede çocuk kendini daha rahat ve güvende hisseder ve duygularını kolaylıkla ifade eder. Çocuğunuza karşı şevkatli ve ilgili olduğunuzda, çocuğun duygularını anlama ve ifade etmesi için güvenli ve rahat bir ortam oluşturmuş duygusal gelişimini desteklemiş olacaksınız.
Duygularını tanıyan ve yönetebilen bireyler yetiştirebilmek dileğiyle…
Tuğçe Genç
Psikolog