Genel olarak her ebeveyn çocuklarını isteklerini önemser. ‘’En çok ne ister?’’ sorusunun peşine düşerler. Çocuğa birçok abur cubur, çok fazla sayıda oyuncağı önüne sererler. Ancak bundan birçok çocuk memnun olmaz. Ebeveynlerde bunun nedenini anlamakta güçlük çekerler. Bunu çocuğun şımarıklığı olarak adlandırmak doğru bir eylem değildir. Çocuğun önüne her oyuncağı serdiğinizde iyi ebeveynler olmuyorsunuz. Aksine çocuğunuza kötülük yapmış oluyorsunuz. Çocuğa sunulan yüzlerce oyuncak dikkatini dağıtır. Dikkatini toplamakta güçlük yaşar. Çocuğun bağ kurmasını engeller. Birçok beceriyi yerine getirmekte güçlük yaşar. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Toledo Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı "Çocuklarda çok fazla oyuncağı olması becerileri nasıl etkiliyor ?" sorusunu merak etmiş ve küçük çocukların etraflarında daha az oyuncak bulunmasının onları daha kaliteli oyun oynamaya teşvik edip etmediğini incelemek için bir araştırma yapmışlardır.
On sekiz – otuz ay arası yeni yürüme dönemindeki çocukla yapılan araştırmada, çocukların oyun davranışları 30’ar dakika boyunca iki farklı koşul altında incelenmiş: oyun odasında 16 tane oyuncak ve diğer oyun odasında sadece 4 tane oyuncak konulmuştur.
Sonuçlar göstermiş ki, tahmin edilebilir şekilde çocuklar etraflarında daha fazla oyuncak varken oyunları sırasında bir oyuncaktan diğerine daha çok geçiş yapmış ve her bir oyuncakla daha kısa süre oynamışlar. Çocuklar, etraflarında daha az oyuncak varken ise her bir oyuncakla daha uzun süre ve daha yaratıcı şekilde oyun oynamışlar. Bu bulgu, araştırmacılar tarafından etrafta bulunan fazla oyuncağın dikkat dağıtıcı bir etki yaratıyor olabileceği ve bunun çocuğun dikkatini uzun süre belirli bir oyuncağa verip onu daha iyi keşfetmekten ve daha yaratıcı oyun şekilleri geliştirmekten alıkoyuyor olabileceği şeklinde yorumlanmıştır. Araştırmacılar, çocuğun çevresinde bulunan fazla oyuncakların bu etkisinin, oyun sırasında arka planda açık olan televizyonun etkilerine benzer bir şekilde, çocukların dikkatlerini belirli bir yere yönlendirmelerini zorlaştırıyor olabileceği ve bu durumun çocukların bu yaşlardan itibaren gelişen dikkat sürelerini artırma becerilerinin gelişimi için olumsuz bir ortam yaratabileceği yönünde çıkarımlarda bulunmuşlardır.
Buna göre şunu diyebiliriz ki çocuğa çok fazla oyuncaktan ziyade kararında oyuncak alınmalıdır. Her şeyin azı karar çoğu zarardır. Abur cubur yeme konusuna gelecek olursak abur cuburlar çocukların nörogelişimsel bozukluklara yol açar.
Çocuğun gelişiminde nörogelişim büyük bir rol oynar. Dil gelişimi, sosyal gelişim, zeka gelişimi alanları nörogelişime bağlıdır. Çocuğunuz bunların farkında olmadığı için tadı güzel diye isteye bilir. Ama siz ebeveyn olarak çocuğunuzun sağlığını ve gelişimini düşünmekle hükümlüsünüz. Bir anlık mutlu olsun diye bunu çocuğunuza yapacak mısınız? Bunu bir düşünün. Oyuncaklar, abur cuburlar gibi şeyler çocukların ikincil istekleridir. Çocuğun istediği ve doğal hakkı olan şey nedir sizce? Anlaşılmak istemesidir. Ona saygı duymanızı ister.. Çocuğu zorlayarak ona istediğinizi yaptırmanız doğru değildir. O bir bireydir. Kendi istedikleri, sevdiği şeyler vardır. Her yemeği yemek zorunda değildir. Çocuklar yemek seçebilir aynı yetişkinler gibi… Birey olarak onun varlığını kabul etmeniz gerekir. Çocuk ebeveynleriyle vakit geçirmek ister. Oyun oynamak ister. Çocuklar fizyolojik ihtiyaçların yanı sıra sevgi, güven isterler. Çocuk, insan yavrusudur. Bir yetişkin gibi saygı duyulması gereken düşünceleri karşılanması gereken sevgi, güven ihtiyacı vardır. Kendini güvende hissetmediği zaman kaygı duyar. Sevgi olmadığı bir evde bir kolu yokmuş gibi hisseder.
Sevgiyle kalın…
Rabia Yasemin Çakmak
Okul Öncesi Uzmanı