Hayatımızdaki kişilerle güçlü ve duygusal bir bağımız vardır. Ve bu bağ onlarla etkileşim halindeyken memnun olmamızı, mutlu hissetmemizi ve stresli olduğumuz dönemlerde onların yakınlığı sayesinde rahatlamamızı sağlayan bağlanma, uzun yıllardır araştırmacılar tarafından incelenmektedir. Bağlanma, gebelik döneminden başlayarak doğum sonuna kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreçte bebeğin fiziksel gelişiminin önemi kadar bebeğin duygusal gelişimide önemlidir. Bebeğin duygusal gelişiminde bakım veren kişi önemli rol oynamaktadır.
Erken çocukluk döneminde meydana gelen bağlanma ilişkisi kişilerin davranışlarını ve ileriki dönemdeki yaşanılacak ilişkilerin niteliğini önemli derecede etkilemektedir.
Güvensiz Kaçınan Bebekler
Yabancı durum sürecinde bebekler, bakım veren kişiyle çok az ilişki kurarlar ve bakım veren kişi odadan ayrılınca bu durumu hiç yadırgamazlar. Birleşme anında ise bakım verenin dönüşüne bebekler tepki vermezler. Ve bakım veren kişiye sırtlarını dönebilirler. Bakım veren kişi iletişim kurduğunda bebek genellikle kendini geri çeker.
Güvenli Bağlanma
Bakım veren kişiye güvenli bağlanmış olan bebekler, çevresini keşfeder ve odaya yerleştirilmiş oyuncakları inceler. Bakım veren kişi odadan ayrıldığında hafif karşı çıkabilir ve bakım veren kişi ile bir araya geldiğinde olumlu bir şekilde iletişime geçer. Bakım veren kişiye gülümser. Bir süre sonrada odada oyuncaklarla oynamaya devam eder.
Güvensiz Dirençli Bebekler
Bebekler, bakım veren kişiye kaygılı bir şekilde yapışır ve oyun odasını keşfetmeye çalışmaz. Bakım veren kişi odadan ayrıldığında şiddetli bir şekilde ağlar ve bakım veren kişi geri geldiğinde bebeği sakinleştirmeye çalıştığında ondan uzaklaşırlar.
Güvensiz Dağınık Bebekler
Bu bebekler genellikle şaşkın ve dağınıktırlar. Ainsworth’ün bağlanma türlerine uymayan bağlanma özelliklerinin görüldüğü bağlanmadır. Çocuklar, duygularını ve ihtiyaçlarını ifade etmede tutarsız yöntemler geliştirebilir.
Sena Kuru
Çocuk Gelişimci & Aile Danışmanı