Herkese Merhabalar
İçinde bulunduğumuz sürecin getirdiği koşullara bağlı kalarak hepimiz evlerimizdeyiz. Çocuklar, tüm ev halkı gün içerisinde hep beraberiz. Ebeveynler zaman dilimlerini ev işlerine, kendi iş hayatı çalışmalarına, çocuklarla etkinlik yapmaya ayırırken günü yorucu bir şekilde kapatabiliyorlar. Bu koşuşturma sırasında bilgisayar başında oturan çocuklar ise bazen gözden kaçabiliyor bazen de takip edilemiyorlar. Burada önemli olan nokta bilgisayar kullanımına bir yasaklama getirmek değil, denetleme ve takip süreci.
Günümüzde yayılan akımlar, medyanın etkisiyle ortaya çıkmış popüler kimlikler, okulda arkadaşlar arasında edilen sohbetler çocuklarda bilgisayar oyunlarına karşı olumlu düşünceler oluşturuyorlar. Çocuklar bu durumların etkisiyle doğru teknoloji kullanımını bilmeden bilgisayarı bir araç değil amaç olarak kullanmaya başlıyorlar. Dijital oyunlarda çocuklar televizyondaki gibi izleyici modunda değil, karakterin içerisinde yer alır. Yapılan bir çalışmada çocukların şiddet içeren dijital oyunları oynadıklarında gresif davranış eğilimlerinin arttığı görülmektedir (Bartholow &Anderson,2002:284). Başka bir araştırmada ise öğrencilere oyun oynarken neler hissettikleri sorulduğunda ''Çok zevk alıyorum, oyundan başka bir şey düşünemem. ''Silahları sevmem ama oyun da zevkli oluyor.'' cevaplarını verdikleri görülmüştür. Bilgisayar ekranlarından çocukların kendi iç ekranlarına nasıl bir geçiş olduğunu bu cümlelerden anlayabiliyoruz.
Dijital oyunlar, küreselleşmenin de etkisiyle masaüstü, dizüstü, telefon, tablet, oyun konsolu, playstation vb araçlarla oynanabilmektedir. Bu yüzden geniş bir kitleye hitap etmektedir. Oyun sektörünün mesaj verme ve ticari kaygıları, oyun içeriklerinin yeteri kadar denetlenememesi ve bu kadar büyümesi beraberinde birçok sorun getirmiştir. Çoğu bilgisayar oyununun içerisinde yer alan karakterler cinsellik, sözel ve fiziksel şiddet, ırkçılık, bağımsızlık, intikam, güç vb. özelliklere sahip. Çocuklar karakterlerin yerlerine geçtiklerinde ise ortaya çıkan yansımaya dijital oyunların zararları diyebiliriz. Çocuklar zamanlarını bilgisayar başında geçirdiklerinde aile içi ve akran iletişimi sağlayamadıkları için sosyal duygusal olarak zarar görüyorlar. Dijital oyunların aynı zamanda çocukların akademik becerilerini düşürdüğü, şiddet eğilimlerini arttırdığı ve sosyal davranışları azalttığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Burada sorumluğun büyük kısmı ebeveynler ve uzmanlara düşüyor.
Aileye yönelik öneriler:
- Bu durumda “bilgisayar oynamayı yasaklamak” bir çözüm değildir. Bilgisayarı bir amaç değil araç olarak nasıl kullanabilecekleri ebeveynler tarafından çocuklara anlatılmalıdır.
- Bilgisayar oyunlarının içerikleri aileler tarafından kontrol edilmelidir. Çocuk, oyunu oynamadan önce oyun aileler tarafından en az bir kere oynanmalıdır.
- Bilgisayar kullanımına bir süre getirilmeli ve bu süre sınırının aşılmamasına dikkat edilmelidir.
- Online olarak oynanabilen oyunlara dikkat edilmeli, çocuklara karşımızda tanımadığımız bir kişi olduğu ve kişisel bilgilerimizin bu kişilere verilmemesi gerektiği anlatılmalıdır.
- İnternet ortamıyla ilgili teknik önlemler alınabilir. Filtre programları, içerik sınırlayan servis sağlayıcıları, arama motoru filtreleri vb. programlar
- Bu süreçte sosyal yaşama katkı sağlayacak etkinliklere teşvik etmek, aile içerisindeki iletişimi güçlendirmek önemlidir.
- Özellikle ergenlik döneminde yer alan olgunlaşma ve değişme isteği, bireysel bağımsızlık kazanma, başarma ve güven kazanma, beğenilme ve takdir edilme duygularını gerçek hayatta bulamayan ergenler dijital ortamlarda bu ihtiyaçlarını karşılamaya ve gidermeye çalışıyorlar. Burada çocukla iletişimi kesmek yerine onu anladığınızı belirtmeniz ve aldığınız kararlarda onun da sürecin içinde olması önemlidir.
Sevgiyle Kalın…
Nisa Nur Uzunlar
Çocuk Gelişimci