Yaklaşık 50’şer dakika süren 11 bölümden oluşuyor bu muhteşem belgesel dizi “Planet Earth” ve HD teknolojisiyle çekilen ilk belgesel olma özelliğini de taşıyor aynı zamanda. Tek ‘ilk’i bu değil ama. Daha önce insan ayağı değmemiş yerlere gidiliyor. Mesela Himalaya’daki dağ leoparları ilk kez “Planet Earth”de ayrıntılı bir şekilde çekilebiliyorlar ki mutlaka görmeniz lazım bu güzel hayvanları… Rus Amur leoparları da ilk kez çekiliyorlar…
Her bölümün yoğunlaştığı bir tema var. İlk bölüm “Kutuptan Kutba” seriye mükemmel bir başlangıç yapıyor. İmparator penguenlerin duygusal hayatta kalma hikayesini içinde barındıran bölüm HD teknolojisinin tüm olanaklarının bir demo gösterisi sanki.
İkinci bölüm “Dağlar” adını taşıyor ve Himalayalar’ın eşsiz görselliğini aktarıyor. Finalinde ‘dünyanın çatısı’, zirvelerin en yükseği, deniz seviyesinden sekizbuçuk kilometre yüksekte olan Everest zirvesine götürüyor bizi. Ona tırmanmaya çalışan her 10 kişiden biri ölmüş, tırmanabilen ise zirvede en fazla birkaç dakika kalabilmişti.
Üçüncü bölüm “Tatlı Su” dünyanın pek çok gölüne, akarsularına, şelalelerine ve oralardaki yaşam formlarına yoğunlaşıyor.
Dördüncü bölüm “Mağaralar”a odaklanıyor. Bu derin ve dibi görünmeyen mağaralara paraşütle atlayan çılgın insanlarla açılan bölüm serinin en gerilimli bölümü aynı zamanda. Borneo’daki büyük mağaralarda yaşayan yarasaların ve hiç gün ışığı görmemiş türlü yaşamların tuhaf öyküleri tüyler ürpertiyor.
“Çöller”e ayrılan beşinci bölümde egzotik bir yaşam alanı tüm ayrıntılarıyla inceleniyor. Çöl deyince akla gelen sıcak ve kum olsa gerek. Ama bu bölümde Sibirya çölünden Moğolistan’daki Gobi çölüne kadar gidilip soğuk çöller de görüntüleniyor.
İlk bölümde kısaca değinilen kutuplara altıncı bölüm “Buz Dünyaları”nda derin bir bakış atılıyor. Bu bölümde müthiş bir görsellik sizi bekliyor.
“Büyük Ovalar”a ayrılmış yedinci bölüm serinin en vahşi bölümlerinden biri. Afrika ovalarında yaşayan geyikleri, uçan yırtıcılar, kurtlar ve aslanların birbirlerinin peşine düştüğü ortamlar aynı zamanda.
Balta girmemiş “Ormanlar” sekizinci bölümde yer alıyor. İlk kez göreceğiniz kuş türlerinin yaşam koşulları çok ilginç görüntülerle aktarılıyor.
“Sığ Denizler” dokuzuncu bölümün konusu. Uydudan çekilmiş eşsiz görümtülerle açılan bu bölüm ‘kambur balina’ların dünyasını anlatarak başlıyor.
Onuncu bölüm ulu ağaçları barındıran “Mevsimlik Ormanlar”a ayrılmış. Bu ormanlara bağımlı yaşayan sincaplar ve diğer canlı türlerinin hikayeleri de bu bölümde.
Serinin son bölümü en görsel bölümlerinden biri aynı zamanda. Çünkü “Okyanuslar”ı anlatıyor. Bu bölümde özellikle dünyanın en büyük balığı olan ve ağırlığı 30 ton olan balina köpekbalığı ve onun av seansı çok çarpıcı.