Siz kıymetli okuyucularıma bu hafta aile hukukunda en çok merak edilen ve emsal bir karar olarak karşımıza çıkan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından emsal nitelik teşkil eden kararını örneklerle birlikte anlatmaya çalışacağım.
Son dönemde karşımıza çok sık çıkan aile hukukuna ilişkin vakalarına bir yenisi daha eklenmiştir.
Yargıtay tarafından aile hukuku konusuna ilişkin özellikle evlilik birliği içerisinde çalışmayan aylak aylak gezen eşin boşanma davasında kusurlu olacağına ilişkin önemli bir karar bulunmaktadır. Bir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kocanın tembellik yapıp çalışmamasını boşanma sebebi olarak kabul etmiştir. Yüksek Mahkeme, kadının kocası çalışmadığı için kendi ailesine sığınmasının evlilik birlikteliğini derinden sarsığına dikkat çekti. Evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kaldığını öne süren kadın boşanmak için Aile Mahkemesi'ne başvurmuştur. Aile Mahkemesi, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğuna hükmederek tarafların boşanmasına karar vermiştir.
“AĞIR KUSURLU SAYILDI”
Kararı davalı erkek istinaf mahkemesine taşımıştır. Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğe kusur olarak yüklenilen kusurlardan bir kısmı dosya çerçevesi itibariyle ispatlanamadığı, bir kısmı ise davacı kadın tarafından usulünce dayanılmadığına hükmetmiştir. Davanın reddedilmesiyle büyük bir şaşkınlığa uğrayan davacı kadın, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara daha imza atmıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin kararında, kocanın son bir buçuk yıldır boş boş gezerek ailesine ekonomik destek sağlamadığına dikkat çekmiştir. Oy birliği ile alınan kararda, kocanın çalışmayarak ağır kusurlu olduğu hatırlatılmıştır. Kararda şu ifadelere yer verilmiştir; "Davalı erkeğin evliliğin son 1,5 yılında çalışmadığı, sağda solda gezdiği, bu süre zarfında davacı kadına kendi annesinin baktığı, davalı erkeğin bu şekilde birlik yükümlülüklerini ihmâl ettiği, bu hususun da tanık beyanlarıyla sabit olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davanın kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir."
Gizem Gonce
Avukat