Gerçek bir hikayeden uyarlanan film, duygusal ve sürükleyici bir hikaye anlatıyor.
1925 yılında Alaska'da sert iklim koşulları altındaki bir kasaba olan Nome'da difteri salgını başlamıştır. Kasabanın neredeyse bütün çocukları bu salgından dolayı hastadır. Tek çare çok uzak bir bölgede bir yerde bulunan serumlardır. Kasabanın ileri gelenleri, çok sevdiği karısıyla birlikte sakin bir hayatı olan, köpek ve kurt eğitmeni Leonhard Seppala'dan serumu getirmesi için yardım ister. Seppala, yaşlı bir Sibirya kurdu olan ve yıllardır yanlarında çocukları gibi yaşattıkları Togo'yu son bir kez diğer kızak köpeklerine liderlik etmesi için yanına alır ve zorlu yolculuk başlar. Seppala ve Togo’nun liderlik ettiği diğer köpekler çocuklara ilaç getirebilmek için korkunç bir fırtınaya karşı, -50 dereceye varan soğukta ve çok zor doğa koşullarında büyük bir mücadeleye girişirler.
Film, Seppala ve Togo’nun bu zorlu yolculuk sırasında yaşadıkları heyecanlı olayları sunarken Togo’nun ilk kez karı kocanın yanına geldiği günleri de geri dönüşlerle anlatıyor. Biraz cılız olduğu için onu yetiştirmeyi pek düşünmeyen Seppela bu sevimli yavruyu zaptetmekte zorlanınca elden çıkarmaya çalışır. Ama yavru kurt o kadar sevimli ve yerinde duramayan bir köpektir ki, o zamana kadar köpeklerle duygusal bir bağ kurmadan onları yetiştirmeyi ilke edinmiş Seppala’yı bile inadıyla ve sempatisiyle yumuşatır. Zekasıyla liderlik için doğduğunu ona kanıtlar.