HAŞİŞ | Esrar, haşhaş. |
HEMAGLÜTİNASYON | Kan yuvarlarının aglütinasyonu. |
HEMANJİEKTAZİ | Kan damarlarının genişlemesi. |
HEMANJİOM | Kan damarlarından dogan urlar. |
HEMATEMEZ | Kan kusma. |
HEMATOLOG | Kan hastalıkları uzmanı. |
HEMATOM | Organ içerisinde veya aralarında kan birikmesi. |
HEMATOMİYELİ | Omurilikte kanama. |
HEMATOSEL | Testis torbalarında kan birikmesi. |
HEMORAJİ | Kanama. |
HERPES | Uçuk, içi sıvı dolu vezikül. |
HERPES SİMPLEKS | Aynı adı taşıyan virüsün sebep olduğu çeşitli deri ve mukoza bölgelerinde yaygın, küçük, içi sıvı dolu oluşumlar ile belirgin virütik enfeksiyon. |
HİLUS | Organlarda büyük damar ve sinirlerin, akciğerlerde solunum yollarının giriş kapısı. |
HİPERKROMAZİ | Pigment fazlalığı gösteren. |
HİPOFİZ | Beyin tabanında burun arkasının üst kısmına uyan bölgede hormon salgılayan bir bezdir. |
İDİOPATİK | Oluşumunda bir sebeb gösterilemeyen. |
İDİOT | Doğuştan aptal. |
İHTİYOZİS | Cildin pul pul ve kuru oluşu ile kendini gösteren bir hastalık. |
İKTER | Sarılık. |
İKTUS | İnme. darbe. |
İLEİTİS | İnce barsak iltihabı. |
İLEUM | İnce barsağın son bölümü. |
İLEUS | Barsak tıkanması. |
İLLUZYON | Dışarıdan gelen görsel uyarıların olduklarından faklı algılanması. |
İMBESİL | Geri zekalı. |
İMİTASYON | Taklit. |
İMMATÜR | Tam gelişmemiş. |
İMMİNENT | Tehdit eden. |
İMMİNENT ABORTUS | Düşük tehdidi altındaki gebelik. |
İMMOBİL | Hareketsiz. |
İMMÜN | Bağışık,bulaşıcı hastalıktan muaf. |
İMMÜNİTE | Bağışıklık,muafiyet. |
İMMÜNİZE | Bağışık kılmak. |
İMMÜNOLOG | Bağışıklık uzmanı. |
İMMÜNOLOJİ | Bağışıklığı inceleyen bilim. |
İNFLAMASYON | Çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu; hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon. |
İNTERMEDİER | Arada oluşan, meydana gelen. |
İNTRAEPİTELİAL | Epital hücreleri içerisinde. |
JARGON | Kelimeleri yerinde kullanamama ile karekterize anlamsız ve anlaşılmaz konuşma. |
JEJUNİT | Jejunum iltihabı. |
JEJUNUM | Oniki parmak barsağından sonra gelen ince barsak bölümü. |
JİGANTİZM | Ergenlik çağından önce oluşan hipofiz bezi tümörlerinde büyüme olayının kontrolden çıkması sonucu oluşan dev görünüm. |
JİNEKOLOJİ | Kadın hastalıkları ile ilgili tıp dalı. |
JİNEKOMASTİ | Erkeklerde memenin anormal ölçüde büyümesi. |
JİNJİVİT | Diştleri iltihabı. |
JOİNT | Eklem. |
JUVENİL | Gençliğe ait. |
KAKOZMİ | Pis koku. |
KALYUM | Potasyum. |
KARDİAK | Kalbe ait. |
KARİNA | Trakeanın (nefes borusu), sağ ve sol akciğerlere girmeden önce ikiye ayrıldığı kısıma verilen ad. |
KAŞEKSİ | Genel sağlık durumunun bozukluğu ile ilgili ileri derecede zayıflama hali. |
KATABOLİZMA | Maddelerin yüksek terkiplerinin, dokularda yakılarak daha basit terkipte maddeler meydana gelmesi. |
KELOİD | Eski bir kesi veya ameliyat yerinde aşırı nedbe dokusu oluşmasıdır. |
KERATİN | Tırnak ve boynuzun ana maddesi. |
KERATİNİZASYON | Boynuzlaşma. |
KERATİT | Kornea iltihabı. |
KERATOMA | Nasır. |
KERATOMETRE | Kornea kavislerini ölçmekte kullanılan alet. |
KERATOPLASTİ | Matlaşmış korneanın yerine başkasından alınan korneanın konulması ameliyatı. |
KERATOSKOP | Korneayı muayene aleti. |
KERNİCTERUS | Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur.Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir. |
KETONEMİ | Kanda keton cisimciklerinin bulunması. |
KETONÜRİ | Idrarla keton çıkarılması. |
KIZAMIK | Salgın yapan virütik bir çocukluk çağı hastalığıdır. |
KİFOZ | Omurganın açıklığı öne bakan kanburluğuna verilen ad. |
KİST | Etrafı membranla (zar) çevrili içi sıvı dolu oluşumlar. Büyüklükleri muhtelif olup vücüdun her tarafında oluşabilir. |
KİST HİDATİK | Bazı organlarda (daha çok karaciger, akciğer , beyin) ekinokok adı verilen parazitlerin neden olduğu içi berrak su görünümünde kistler. |
KİST SEBASE | Yağ bezlerinin büyümesi sonucu deri altında oluşan kistler. |
KLEPTOMANİ | İhtiyacı olmaksızın patalojik çalma dürtüsüne verilen addır. |
KLOSTROFOBİ | Kapalı yerlerden sebebsiz yere korkma reaksiyonudur. |
KOCH BASİLİ | Tüberküloz basiline, bulanın adına izafeten verilen ad. |
KOLESTEROL | Hayvansal ve bitkisel yağların içerisinde bulunan, karaciğer tarafından sentez edilen bir maddedir. Kanda normalden fazla bulunması halinde, damar sertliğine neden olur, ve bazanda safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar. |
KORPUS | Gövde. |
KÜRTAJ | Küretajın kelime anlamı kazımaktır. Ama burada adı geçen Kürtaj halk arasında, küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahele ile alınması kastedilmektedir. Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir. Yani rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmeside kürtaj olarak adlandırılır. |
LABİL | Kararsız, çabuk değişen. |
LAGOFTALMİ | Göz kapaklarındaki bozukluk nedeniyle gözlerin tam kapanmaması hali. |
LAKRİMA | Göz yaşı. |
LAKTASYON | Annenin süt verme devresi. |
LAKÜN | Küçük boşluk, delik. |
LAPARATOMİ | Teşhis amaçlı veya ameliyat için karın boşluğunun açılması. |
LAPAROSKOPİ | Ucunda kamera olan, laparoskop denilen aletle karın boşluğunun endoskopik incelenmesi. |
LARENGOSKOP | Bogazın muayenesine yarayan aynalı ışıklı alet. |
LARENGOSKOPİ | Gırtlağın içinin larengoskop ile muayenesi. |
LARENJİT | Larenks iltihabı. |
LARENKS | Gırtlak. |
LARVA | Tırtıl, kurtçuk. |
LENFOMA | Başlangıcını lenfoid dokudan almış ur. |
LEZYON | Genel anlamda henüz tam olarak niteliği tespit edilmemiş bozukluk. |
LİGAMENT | Vücudun muhtelif eklemlerinde, organlarında bulunan bağlara verilen isimdir. |
MAGNET | Mıknatıs. |
MAKRO | Büyük. |
MAKROSEFALİ | Başın (beynin) normalden büyük olması. |
MALABSORBSİYON | Emilimin bozuk oluşu. |
MALADİ | Hastalık. |
MALARYA | Sıtma. |
MALASİ | Keyifsizlik, kırıklık. |
MALE | Erkek. |
MALFONKSİYON | Her hangi bir organın yetersiz veya dengesiz görev yapması. |
MALFORMASYON | Kusurlu oluş, sakatlık. |
MALİN | Habis, kötü huylu. |
MALLEOL | Ayak ekleminin her iki tarafındaki kemik çıkıntılarına verilen isim. |
MALLEUS | Orta kulaktaki çekiç kemik. |
MALNUTRİSYON | Sağlık için şart olan, vitamin, mineral, protein ve benzeri maddelerin yetersiz alınmasından doğan hastalıkları tanımlayan bir terimdir. |
MALPRAKTİS | Tıpta yanlış, özensiz tedavi. |
MAMİLLA | Meme başı. |
MAMOGRAFİ | Meme filmi. |
MANDİBULA | Alt çene kemiği. |
MANİ | Aşırı neşe şeklinde beliren psişik hastalık. |
MANİFEST | Aşikar, gizli olmayan. |
MARFAN SENDROMU | Sebebi bilinmeyen herediter genetik bir hastalık. |
MARİHUANA | Esrar. |
MASTEKTOMİ | Memenin her hangi bir rahatsızlık nedeniyle alınmasıdır. Basit mastektomi sadece meme dokusunun çıkartılmasıdır. Radikal mastektomi ise, kanser vakalarında baş vurulan memeyle birlikte, memenin altındaki kasların ve koltuk altındaki lenf bezlerinin de çıkartılmasıdır. |
MASTEKTOMİ | Ameliyatla memenin alınması. |
MASTİTİS | Memenin iltihabıdır, emziren annelerde sütün birikmesi nedeniyle veya meme başındaki çatlak nedeniyle sık rastlanan bir durumdur. |
MASTOİDEKTOMİ | Mastoid hücrelerin iltihaplanması nedeniyle mastoid kemiğin çıkartılması ameliyatıdır. |
MASTOİDİT | Kulak arkasında bulunan mastoid kemikteki,mastoid hücrelerinin iltihabıdır. Genellikle orta kulak iltihaplarını takip eder. |
MAZOHİST | İşkenceden zevk alan, işkence tarzı hareketlerden cinsel haz duyan. |
MENENJİT | Beyin zarlarının (Meninkslerin) iltihabıdır. |
MENOPOZ | Adetten kesilme. |
MENSTRUAL | Menstruasyonla ile ilgili, adet görme ile ilgili. |
MENSTRUAL SİKLUS | Adet görme dönemleri, iki adet arası. |
MENTAL RETERDATION | Zeka gelişiminde gerilik. |
MENTRUASYON | Adet görme, ay başı. (bayanlarda periodik kanama) |
METASTATİK | Metastaz yapmış lezyona verilen isim. (Başka bir organdan atlamış tümöral oluşum) |
METASTAZ | Herhangi bir organdaki kanser hücrelerinin, vücudun başka bir bölümüne atlamasıdır. |
MİTOZ | Hücre bölünmesi. |
MİYOM | Uterus adalesinin iyi huylu tümörüdür. |
MUKOZA | Bazı organların iç yüzlerini kaplayan ve salgı üreten doku tabakası. |
NARKOANALİZ | Psikanalize yardımcı olmak amacıyla, bir narkotik ilacın kullanılmasıdır. |
NARKOLEPSİ | Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi. |
NARKOTİK | Uyutucu, uyuşturucu. |
NARKOZ | Ameliyat yapmak için duyu, hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır. |
NARSİZM | Kendi kendini sevmek anlamına gelir.Aslında gelişimin normal bir safhasını teşkil eder,ancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır. |
NATAL | Doğuşa ait. |
NATRİUM | Sodyum. |
NATUREL | Normal, tabii. |
NAUSEA | Mide bulantısı. |
NAZAL KEMİK | Burun kemiği. |
NAZOFARİNKS | Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge. |
NEBULİZER | Sıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet. |
NEONATAL | Yeni doğana ait. |
NEOPLAZİ | Patalojik anlamda yeni doku oluşumu. |
NÖROLOJİ | Asabiye, sinir hastalıkları. |
NÖROŞİRÜRJİ | Beyin cerrahisi. |
OBDUKSİYON | Otopsi. |
OBEZ | Şişman. |
OBEZİTE | Şişmanlık. |
OBJE | Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey. |
OBJEKTİF | Duyulup, görülebilen, idrak edilebilen. |
OBLİTERASYON | Vücuttaki boşlukların tıkanması. |
OBSERVASYON | Müşahade. |
OBSESYON | Daimi endişe,fikri sabit, nöroz. |
OBSTETRİ | Doğum bilgisi. |
OBSTRÜKSİYON | Tıkanma, engel. |
ODİOGRAM | Kulağın işitme gücünün kaydıdır, odiometri cihazı ile ölçülür. |
ODONTOİD | Diş şeklinde. |
OEDİPUS KOMPLEKSİ | Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar kompleksine verilen isimdir. |
OFTALMİK | Göze ait. |
OFTALMOLOJİ | Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı. |
OFTALMOLOJİST | Göz hastalıkları uzmanı, göz mütehassısı. |
OFTALMOPLEJİ | Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo. |
OFTALMOSKOP | Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet. |
OFTALMOSKOPİ | Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi. |
OFTALMOTONOMETRİ | Göz içi basıncın ölçülmesi. |
OKKULT | Gizli, kapalı. |
OKLUDE | Kapalı, tıkalı. |
OKSİPUT | Başın arka kısmı. |
OKULOMOTORYUS | Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir.(3.kafa çifti Nervus Oculomotorius) |
OKÜLER | Göze ait. |
OLEKRANON | Dirsekteki çıkıntı. |
OLFAKTORYUS | Koku siniri.(Nervus Olfactorius) |
OLİGO | Geri,küçük. |
OLİGODENDROGLİOMA | Sinir sistemi destek dokusuna ait, özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör. |
OLİGOSPERMİ | Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu. |
OLİGÜRİ | İdrarın normalden az çıkartılması |
OMENTUM | Karın içerisinde, barsakları örten oluşum. |
ONANİZM | Genital organlar ile oynayarak kendi kendine tatmin. |
ONKOLOJİ | Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı. |
OPAK | Donuk, şeffaf olmayan. |
OPERABL | Ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan. ( aksi; inoperabl ) |
OPERASYON | Cerrahi müdahale, ameliyat. |
OPİAT | Afyonlu ilaç, uyuşturucu. |
OPİSTOTONUS | Bazı hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici ) kaslarının gerilmesi sonucu gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali. ( Örn. Tetanozda ) |
OSTEOFİT | Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar. |
OSTEOGENESİS | Kemik oluşumu, kemiklerin gelişimi. |
OSTEOGENESİS İMPERFEKTA | Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık. |
OSTEOİD | Kemik gibi, kemiğimsi. |
OSTEOJENİK | Kemik yapıcı. |
OSTEOLİZ | Kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi. |
OSTEOMALASİ | Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık. |
OSTEOMİYELİT | Kemik iltihabı. |
OSTEOPLASTİ | Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı. |
OVOBLAST | Yumurtanın geliştiği hücre, yumurta hücresi. |
OVOSİT | Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi. |
ÖDEM | Vücutta anormal miktarda su toplanmasıdır.Kalp, damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir. |
ÖDİPUS KOMPLEKSİ | Bkz. ODİPUS KOMPLEKSİ. |
ÖSTAKİ BORUSU | Orta kulakla nazofarenksi birleştiren, atmosfer basıncı ile orta kulak içi basıncı dengeliyen yola verilen isimdir. |
ÖSTROJEN | Yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlıyan hormondur. |
ÖTENAZİ | Kısaca ölüm hakkı da denilebilir.Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda, hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin verilmesidir.Yasal değildir. |
ÖZEFAGUS | Yemek borusuna verilen isimdir, yutak ile mideyi birleştirir. |
PAKİMENENJİT | Beynin en dış zarının (dura mater) iltihabıdır. |
PALİLALİ | Psikolojik bir bozukluk olup, aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır. |
PALPASYON | Elle dokunularak yapılan muayene. |
PALPİTASYON | Kalp çarpıntısı. |
PALSY | Felç, inme. |
PALYATİF | Hafifletici. |
PAN | Bütün. |
PANARİS | Tırnak yatağı iltihabı, dolama. |
PANARTERİT | Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum. |
Enerji Temizliği ve Dengeleme Yöntemleri
Bizler, fiziksel bedenlerimizin çok ötesindeyiz. Her birimizin, etrafında zihinsel, duygusal, enerji ve ruhsal bedenleri bulunur.