Biz insanlar, tümüyle aciz halde doğarız. Yürüyene kadar bir yıl geçer. Biçimlenmiş düşünceleri dile dökene kadar kabaca iki yıl, başımızın çaresine bakar hale gelene kadar birçok yıl daha...Hayatta kalmak için çevremizdeki insanlara tümüyle bağımlıyızdır.
Çocuklarda tıpkı yetişkinler kadar nörona sahip doğarlar. Fakat gelişimi şaşılası ölçüde eksik bir şekilde dünyaya geldiğimiz için bu hücreler arası sinaps( bağlantı) yok gibidir.Yaşamsal deneyimlerle ayrıntılarıyla sürekli yeniden biçimlenme olanağını kendine tanıyan beynimiz bizler geliştikçe ve yetişkinlerin yardımıyla büyüdükçe bağlantı sayımızı arttırırız.
Gelelim neden #tv ve #books yazdığıma..! Bizlere karşı bağımlı doğan bebeklerimizi yeni doğduğu andan itibaren TV karşısına koymamız, gerçek deneyimler sağlanmasına engel olacağı gibi TV karşı tepki verdiğinde karşılığını alamayacağından dil konuşma sorunlarının oluşması kaçınılmazdır. Bu hipnoz durumuyla benzer bir etkidir.Çocuk uyuşmuş bir şekilde TV izleyeceğinden yeni bağlantılar kurması, kuruyorsada sağlıklı bağlantılar olması açısından da düşündürücüdür. Fazla TV izleyen çocukların daha çok geç konuştuğu tespit edilmiş bir durumdur.
Yonca Yiğit
Çocuk Gelişimci & Aile Danışmanı