“Stranger Things” gibi 80’lerin bir grup arkadaş çocuğun fantastik, heyecanlı macerası.
80’lerin çocuklarının en büyük şansı Steven Spielberg’in, George Lucas’ın sinema yapmaya başlamış olmalarıdır desek yeridir... Onların “büyümeyen çocuk” bakışı ve sinemaya duydukları tutkulu aşktan nasiplenen milyonlarca çocuğun dünyasına renk kattılar filmleriyle. Hem yönettikleri hem de yaratılmalarında ciddi emeklerinin olduğu filmlerle Hollywood’da pek çok ‘ilk’e imza attılar. “E.T.”, “The Goonies”, “Star Wars”, “Indiana Jones” gibi filmler özellikle de gözlerini dört açarak izleyen meraklı gençleri bilinmeyen, daha önce sinemada gidilmeyen dünyalara götürdüler.
“Super 8” bu gençler için yapılmış ve hiç şüphe yok ki “Transformers” adlı kuru gürültüden oluşan filmlerden daha iyi bir film.
Ana kahramanımız Joe Lamb adlı çocuğun annesiz kaldığının ertesi günüyle girdiğimiz filmde yalnız ve hüzünlü bir çocuğun dünyasını paylaşıyoruz bir süre. Neyse ki Joe’nun arkadaşları çok renkliler ve film yapmak istiyorlar! Çekmeye çalıştıkları zombi filminin (bir fabrika0daki nükleer sızıntı sonucunda zombileşen insanların ortasında kalan bir özel dedektif!) yönetmeni içlerinde George Lucas’a fiziksel olarak da en çok benzeyen Charles! Sonrasında büyük bir tren kazasına şahit oluyor çocuklar... Darmaduman olan trende Amerikan ordusunun saklamaya çalıştığı bir sır vardır ve çocukların yaşadığı küçük sanayi kasabasını birbirine katacaktır bu sır.