Ghibli’den birkaç tane tedirgin edici sahnesi olsa da bol kedili, yaratıcı bir fantastik macera.
Lise öğrencisi Haru derslerine yetişme telaşı ve yeni başlayan flört heyecanlarıyla başetmeye çalışırken kendisini bambaşka sorunların içinde bulacaktır. Arkadaşıyla birlikte okuldan evine doğru yürürken bir kedinin hayatını kurtarır. Sonra inanılmaz bir şey olur ve kedi iki ayağının üzerine kalkarak Haru’ya teşekkür eder, minnettarlığını ona yakında göstereceğini söyler.
Kurtardığı kedi Kediler Krallığı’nın prensi Lune’dir ve onun kral babası ihtişamlı bir şekilde Haru’yu mahallesinde ziyaret eder. Müteşekkirliğini ona kedilerin hoşuna giden şeylerle ödemeye çalışır en başta, ama insanların zevklerinin kedilerden çok farklı olduğunu anlayınca başka bir yol bulur. Haru’yu oğluna eş olarak alıp onu prenses yapacaktır! Haru’nun aklı karışır, bir an prenses olmanın cazibesine kapılsa da bu teklifi kabul ettiğinde yavaş yavaş kediye dönüşeceğini pek düşünmemiştir.
Neyse ki gizemli bir sesin yönlendirmesi sayesinde şişman, tatlı düşkünü Muta, kibar ve cesur bir kedi olan Baron Humbert von Jikkingen ve karga Toto’yla tanışır. Bu üçlü, Haru evlendirilmek üzere Kediler Krallığı’na kaçırıldığında hemen harekete geçer.