Olağanüstü bir hayal gücü, büyük-küçük herkesi etkileyen mükemmel bir büyüme hikayesi..
Büyük Japon üstat Hayao Miyazaki’nin başyapıtı "Ruhların Kaçışı" animasyon sinemasının zirvelerinden biridir kuşkusuz. Film sadece animasyon türünün değil sinema sanatının da başyapıtlarından biri.
Filmi biraz "Alis Harikalar Diyarında"ya benzetmek mümkün. Aslında 10 yaşında Chihiro adlı bir kız çocuğunun fantastik bir yolculuk eşliğindeki büyüme hikâyesidir "Ruhların Kaçışı".
Hikaye Chihiro’nun anne ve babasıyla birlikte çıktığı bir yolculukla başlar. Arabaları esrarengiz bir tünele girer ve tünelin sonunda terk edilmiş, eski bir panayır merkezine çıkarlar. Chihiro huysuz ve sürekli aksilik yapan bir ruh halindedir. Anne ve babası ise bu ıssız, terk edilmiş panayırın her yerinde bırakılmış çok lezzetli görünen, iştah açıcı yiyeceklere kaptırırlar kendilerini. İşte tam bu sırada inanılmaz bir şey olur. Chihiro’nun annesiyle babası birbirinden lezzetli görünen bu yemeklere öyle bir dalarlar ki kısa bir süre sonra bir türlü doymak bilmeyen açgözlü domuzlara dönüşürler! Akşam olduğunda ise panayırda bir hareketlenme başlar. Aslında orası ruhların banyo yapıp temizlendiği bir hamamdır ve insanlara yer yoktur. Chihiro bir anda korkutucu bir ortama dönüşen panayırda Haku adlı genç bir çocukla tanışır. Haku, Chihiro’nun hayatını kurtarır ve onu köle olarak çalışabileceği kazan dairesine yerleştirir. Ancak Chiriro, huysuz bir kız çocuğu olarak geçireceği zamanın artık sonuna geldiğini yaşadığı türlü maceralardan sonra anlayacak ve adına “büyümek” denen sürecin içine girdiğinin farkına varacaktır.
