Yaşam boyu kurduğumuz ikili ilişkilerde bizi, düşüncelerimizi, bireyselliğimizi koruyan, kişilerle temasımızı düzenleyen, görünmez çizgilere sınır adı verilir. Bu görünmez çizgiler kişiliğimizin bir parçası haline geldiğinden, karşımızdaki kişinin sınırlarına saygı duymak ona saygı duymak demektir.
İkili ilişkilerde var olan veya oluşturulan sınırlar her zaman işlevsel olmayabilir. Ancak işlevsel sınırlar hakkında bilgi sahibi olmak, sağlıklı iletişim ve ilişkiler için önem kazanmaktadır. İkili ilişkilerde sınırları üç kategoride inceleyebiliriz. Bunlardan ilki katı sınırdır; bu sınırlar ilişki içerisinde kısıtlayıcıdır, bireyler arasındaki desteği kısıtlarken yükselen stres seviyesi sınırlarda kopukluk meydana gelmesine neden olabilir. Bir diğer sınır türü belirsiz/düğümlenmiş sınır; bu sınır, katı olana göre desteğe daha fazla olanak verir ancak bireylerin kendi yeterliliklerini azaltarak, bir diğerine olan bağımlılığı arttırabilir. Son sınır türü olan net sınırlar; ikili ilişkilerde sağlıklı bir sınır türüdür, bireylerin alt sistemlerini koruyarak, sahip olunan rolleri ve bu rollerdeki işlevlerini dengede tutar.
Sınırlar nasıl oluşur?
Her ilişkinin dinamik özellikleri vardır. İki birey bir araya gelerek çift olduklarında, doğal bir gereklilik olan uyum sağlama sürecine girerler. İlk dönemde partnerlerden, ilişkinin sorumluluğunu almaları beklenir. Sorumluluk ile birlikte partnerlerin istenmeyen durum ve davranışları birbirleri ile paylaşmaları ilişki ahenginin oluşmasına zemin hazırlar. Uyum sürecinde olan partnerler, ilişki sınırları gibi bireysel sınırları hakkında da hem fikir olmalıdırlar. Karşılıklı beklentiler, istekler ve istenmeyen durumlar konuşulduğunda, partnerler daha hassas davranarak birbirlerine saygılı olacaklardır.
Sağlıklı bir ilişki, hiç kriz yaşanmaması demek değildir. Bireyler ilişki içerisinde kriz yaşayabilirler ancak sorunu ele alış biçimleri işlevseldir. Belirlenen işlevsel sınırlar da ilişkilerin daha sağlıklı hale gelmesini destekler. Örneğin, partnerlerin hem ilişkileri hem de kendi bireysellikleri için belirledikleri sınırlar, güven alanının oluşmasına yardımcı olur. Ancak belirsiz sınırlara sahip bir ilişki zaman zaman bireyleri daha zor durumlarla yüzleşmek zorunda bırakabilir.
İlişkilerde açık ve net bir ifade her zaman uyum sağlamayı kolaylaştırır. Bu nedenle istenmeyen şeyleri yapmaya zorlanmamak, parçası olmamak, istenmeyen bir söz, hareket ya da durumla karşılaşmamak için ikili ilişkilerde sınırların açık ve net bir şekilde paylaşılması daha doğru olacaktır. Fakat paylaşılmayan, konuşulmayan konular bireylerin ilişki içerisinde daha çok mücadele etmesine neden olur. Bütün bunlar istemeden de olsa ikili ilişkilerde sınır ihlaline ortam hazırlayabilir.
Sınırların ihlal edilmesi durumunda ne yapmak gerekir?
Önceden konuşulmuş ve hem fikir olunmuş durumlar üzerinden sınırlarınızın ihlal edildiğini düşünürseniz ‘hayır’ diyebilmelisiniz. Bazen bizler için bir kişiye hayır demek oldukça zor olsa da, durumun tekrar yaşanmaması adına önemlidir. Partneriniz ‘hayır’ tepkinizi kabul etmez ve sizi istenmeyen durumlara karşı zorlamaya devam ederse, kendinizi kötü hissetmeyin. Bu konuda güvendiğiniz bir kişiyle konuşabilir veya profesyonel bir destek alabilirsiniz.
Hande Nur Türe
Uzman Aile Danışmanı