Bugünden bakınca biraz sert sahneleri olsa da, etkileyici bir animasyon klasiği.
19. yüzyılda yaşamış İtalyan gazeteci/yazar Carlo Collodi’nin “Pinokyo”sunun klasik hikâyesi daha hemen başından itibaren çocukları içine çekecek güçtedir. Sevgiyle dolu olmasına rağmen yalnız bir adam olan marangoz ustası Gepetto’nun kendisine tahtadan bir oğlan çocuğu kuklası yapması ve Mavi Peri’nin Gepetto’nun dileğini yerine getirmek için bu tahta çocuğa ruh verirken onu bir gün “insan” yapacağına da söz vermesiyle başlar hikâye. Pinokyo’nun gerçek insan olabilmesi için doğru ile yanlış arasında seçim yapmayı öğrenmesi gerekir. Aslında bundan sonrası Pinokyo’nun hem bu eğitimi acı-tatlı tecrübelerle edinmesini hem de insani zaaflarla tanışmasını anlatır. Kuşkusuz insanoğlu zaaflarıyla da var olan bir varlık. Önemli olan, tuzaklara düşmeden, bu zaafların esiri olmadan, doğru, dürüst ve vicdanlı bir insan olabilmektir.