Parlak bazı fikirlerle yola çıkılmış olsa da tehlikeli ve karışık bazı mesajlar da içeriyor film.
Bir eve bebek geldiğinde evin patronu artık o olmuş demektir. Anne babanın uyku saatlerine, ne zaman dinlenip ne zaman birbirleriyle ilgileneceklerine hep o küçük bebek karar verir. Ama evde bir çocuk daha varsa, o zamana kadar hep kendi üzerinde olan ilgiyi bu yeni patronla paylaşmaya pek de gönüllü olmaz tabii ki. “Patron Bebek”in yapımcıları bu fikir üzerinden yürütüyor hikâyelerini ama bunu düz bir akışla sunmak yerine oldukça fantastik bir boyutla süslüyorlar. Hatta bir noktadan sonra biraz ipin ucunu da kaçırıyorlar.
Yedi yaşındaki Tim eve gelen bebeği patron kıyafetiyle görür. Bununla da kalmaz, ortalıkta büyükler gözükmediği zaman da bebek diğer bebeklere ve Tim’e karşı patron gibi davranır, bozuk tavırlar sergiler. Tim çok geçmeden bu kardeşin gizli bir planı olduğunu keşfedecektir.
“Patron Bebek”, güzel buluşlarla yola çıkıyor; bir bebeğe takım elbise giydirmek ve ona Alec Baldwin’in sesini vermek gibi mesela... İki kardeşin birbirleriyle olan sürtüşmeleri komik ve iyi yazılmış sahnelerle verilirken, patron bebeğin asıl planının ortaya çıkmasıyla birlikte (anne babanın yavru köpeklerle ilgili işine sekte vurmak ve bebek şirketinde müdür olmak!) öykünün aksı bir parça kayıyor.