FİRMA KAYIT
Geri Bildirim
Öğrenme Nasıl Gerçekleşir
Öğrenme Nasıl Gerçekleşir

Öğrenme Nasıl Gerçekleşir

1527

Bazı konuları nasıl daha uzun aklımızda tutuyoruz da, bazılarını nasıl hemencecik unutuyoruz? Beynin nasıl öğrendiği benim için her zaman merak konusu olmuştur.

Bilginin önemi her geçen gün artarken, bilgisayar ve teknoloji çağında istediğimiz her an her bilgiye kolayca ulaşabiliyoruz.Ancak elde edilen bilginin öğrenilmesi ve yaşamda kullanılabilmesi için bilgileri ezberlemekten çok, öğrenmeyi öğrenmemiz gerekiyor.

Öğrenmenin sözlük tanımı, yaşantı sonucu davranışta meydana gelen nispeten sürekli değişiklik ve çevreye uyum sürecidir.

Her insan bir potansiyeldir ve normal şartlarda kendi potansiyel gücü çerçevesinde öğrenmeye açıktır. Öğrenme işlemi beyinde gerçekleşir. Beyninde yaklaşık 100 milyar nöron (sinir hücresi) vardır. Nöron hücreleri, öğrenmeyi ve hayatın devamını sağlayan bir nevi haberleşme sistemidir. Beynin çalışma sistemi bu nöronların arasındaki iletişime dayanır. Nöronlar arasındaki iletişim ağı ne kadar güçlüyse bilgileri hafızaya alma ve öğrenme işlemi o kadar güçlü olur. 

Bilgiler öncelikle beynimizde bulunan duyusal bellek ve kısa süreli belleğe gelerek sol beyin tarafından algılanır ve kalıcı olmaz. Bilgiyi alırken sağ beynimizin işlevlerini de kullanırsak, alınan bilgilerin uzun süreli belleğe geçişleri daha kolay ve kalıcı olur. Beynimizin her iki yarım küresini (sağ beyin, sol beyin) de etkili beynin sol yarı küresi sözel, matematiksel, mantıksal bilgiyi işleme için, sağ yarı küresi de algısal, dikkat çekici, uzaysal, bütüncü artistik bilgiyi işlemek için daha uygundur. Ancak beynin iki yarı küresi sinirsel bir bağ aracılığıyla iletişim kurmakta, herhangi bir öğrenmeye iki yarı küre de katkıda bulunmaktadır. 

Bilgileri hafızaya kaydederken ne kadar çok duyu organımızı kullanırsak o kadar iyi öğrenmiş oluruz. Bu nedenle not tutma, yazma, alıştırma yapma gibi uygulamalar bilginin hafızaya geçişini güçlendirir.

Öğrenmede doğuştan getirilen özelliklerin önemi yadsınamaz, ancak sonradan kazanılan  yani çevresel etkenler de göz ardı edilmemelidir. Öğrenme alanı ve türüne göre bazı durumlarda kalıtımsal faktörlerin,bazı durumlarda çevresel faktörlerin rolü artabilir. Bireysel ayrılıklar, öğrencinin öğrenme hızını,düzeyini, öğrenmeye ilişkin ilgi ve dikkatini,öğrenmenin kalıcılığını etkiler.

Kısa süreli belleğe gelen bilginin daha uzun süreli bellekte kalması için yapılan etkinliğe ‘tekrar’ denir. Tekrarlar sözlü veya yazılı olabilir. Yazarak yapılan tekrarların daha kolay ve uzun süre bellekte kaldığı gözlenmiştir.Ayrıca kodlama, örgütleme, sınıflandırma gibi tekniklerle yapılan tekrarlar öğrenmeyi daha etkin kılar.

Öğrencilerin hemen hemen çoğu sınavlara çalışır. Ama hepsi başarılı olamaz. Düzenli aralıklarla, konuları günlere yayarak çalışan ve düzenli aralıklarla tekrar edip, sınav öncesi de kısa bir tekrarla bilgileri gözden geçiren öğrenciler için başarı kaçınılmazdır. Çünkü onlar beyinlerine, bilgileri özümsemeleri için fırsat vermişlerdir. Hiç çalışmayıp son gece bütün bilgileri zihinlerine yüklemeye çalışan öğrenciler, çok çalışsalar bile yeterince başarılı olamazlar.

Yeni bir şey öğrenirken onu beynimizin hangi tarafında tuttuğumuzu, kalıcılığı adına neler yaptığımızı farkında olara geçireceğimiz bir eğitim öğretim yılı olsun.

Öğrenecek ne çok şey var.

Sevgiyle...


Uzman Psikolog