İlk film, animasyon sinemasının penguen takıntısına denk gelen iyi örneklerden biriydi... Çocuklar için doğru bir mesajı sevimli bir hikaye kalıbıyla anlatıyordu. Mumble adlı yavru penguenin ait olduğu diğer imparator penguenleri sürüsünün içindeki ‘farklılığı’ onun kendisini ve asıl potansiyelini keşfetmesini sağlıyordu. Sürüdeki neredeyse herkesin şarkı söylemekteki becerisine sahip değildi ama diğerlerinde olmayan bir dans becerisi vardı...
Bu devam filminde yapımcılar bu sefer Mumble’ın oğlu Erik’in benzer bir sorunla yüzleşmesini anlatacak gibi yapıyorlar en başta... Erik ne annesi kadar iyi şarkı söyleyebiliyor, ne de babası gibi dansedebiliyor. Bir performans sırasında bütün çevresine alay konusu olunca babasından beklediği gibi bir destek göremeyince arkadaşlarıyla başka bir penguen topluluğuna gidiyor ve orada Sven adlı ilginç kişilikteki bir penguenle tanışıyor. Hatta bir süre onu kendi idolü olarak görüyor.
Sonrasında hikaye bizi heyecanlı bir felaket filmi formatına doğru da götürüyor. Babası gibi kendine güveni zayıf olan bir çocukluk evresinden geçen Erik’in babasıyla olan problemlerini de çözmesi gerek. İşte tam da bu sırada küresel ısınmanın getirdiği büyük bir felaket bütün sevimli kahramanlarımızı farklı karakter, bilgi ve beceriye sahip olsalar da bir arada tutmaya ve mücadele etmeye zorluyor...