“Mary Poppins”in film olma hikayesini son derece insani duygular eşliğinde anlatan duygulu bir dram.
1960’lar... Ortada yazılmış ve çok satmış, fenomen olmuş bir çocuk romanı vardır. Başarı garantili bir yapımcı (Walt Disney) 10 yıldır bu kitabın film haklarının peşindedir ve yazarı en sonunda biraz da paraya ihtiyacı olduğundan dolayı satmaya ikna olur ama eserini sıradan bir Hollywood filmi olmaktan korumaya çalışır...
“Mr. Banks”in derdi Disney’in en önemli klasiklerinden biri olan “Mary Poppins”in yapım hikayesini anlatmak değil sadece. Mary Poppins kitabının genlerine, daha doğrusu onun yazarı P.L. Travers’ın geçmişine, Mary Poppins’in onun geçmişinde simgelediklerine yapılan bir yolculuk bu. “Mary Poppins”in kaynağı, Travers’ın melankolik çocukluğu, babasına olan düşkünlüğü, hatta onun ellerinden kayıp gitmesinden dolayı hissettiği suçluluk duygusudur... Yani 1964 yapımı filmde (bizde “Gökten İnen Melek” adıyla gösterilmişti) Mary Poppins adlı dadı, her ne kadar banker Banks’in iki çocuğuna bakıcı olarak gökten inip Banks ailesinin bütün sorunlarını yarı sihirli dokunuşlarla düzelten bir “sihirli dadı” ise de Travers’ın en kötü zamanlarında son bir umut olarak tutunduğu birisini simgelemektedir...