Kendi kaygınızı kontrol etmelisiniz: Korona virüs salgınıyla beraber ortaya çıkan panik ve kaygı havasından çocuklar da etkileniyor. Ailelerin öncelikle kendi korku ve kaygılarını kontrol altına alması gerektiğini söyleyebilirim. Çocukların bu durumu tehdit edici bir olay olarak algılayıp kaygıların artabileceğine dikkat çekmek isterim. Aileler korku ve kaygılarını yansıtmamalı, hem kendileri için hem de çocukları için oldukça sakin kalmalılardır. Aksi halde, çocuklar durumu başa çıkılamaz bir olay olarak algılayarak kaygıları artacaktır. Onlara açıklama yapmadan önce sakin olun. Unutulmamalıdır ki çocuklar çevrelerindeki yetişkinlerin olumsuz hayat olaylarına nasıl tepki verdiklerine dikkat ederler ve çok iyi birer gözlemcidirler. Sizlerin kaygılı olup olmadığınızı ses tonunuz, jest ve mimiklerinizden hissedebilirler. Kendinizi kaygılı hissediyorsanız sakinleştikten sonra konuşmayı denemelisiniz.
Çocuğunuzla virüs hakkında konuşmaktan çekinmeyin: Çocuklar virüsü duyup yüz maskeleri takmaya başlayan insanları görecekleri için anne-babalar bu konuda konuşmaktan kaçınmamalıdır. Onların gerçek ve somut bilgilere ihtiyaçları vardır. Konudan bahsetmemek çocukları çok daha fazla endişelendirecektir. Bu durumun gerçekleşmemesi için çocuklarınıza uygun bir dille bu konu hakkında konuşmanız onları rahatlatacaktır. Aynı zamanda doğru bilgiyi güvendiği kişiden almış olacaklardır.
Gelişim özelliklerine uygun açıklama yapılmalı: Yaşlarına en uygun şekilde virüsün nasıl yayıldığıyla ilgili bilgi verilmelidir. Virüs ile ilgili gerçek olmayan benzetmeler yapılmamalıdır. Çocuklara karşı dürüst ve açık olunmalıdır. Çocuklar neden-sonuç ilişkisi açıklanmayan olayları olduğundan daha kötü bir durum olmuş gibi zihinlerinde canlandırırlar. Bu sebepten dolayı olaydan daha çok etkilenmiş olurlar. Amaç, virüs ile ilgili çok fazla bilgi verip onları korkutmak yerine, karşılıklı etkili bir iletişim kurarak virüsün ne olduğunu ve korunma yollarının neler olduğunun anlatılması onların daha güvende hissetmelerini sağlayacaktır. Ekstra ayrıntı vermeye gerek yoktur. Eğer ki çocuğun çevresindeki yetişkinler aşırı endişeli ve kaygılı görünürlerse, çocuklarında aynı oranda kaygıları yükselir. Çocuğunuz aşırı endişeli ve kaygılı ise onların hislerini ifade etmelerine izin verilmesi gerekir ve doğru olan; olumsuz düşünce ve hisleri olumlu olanlarla değiştirerek onlara rehberlik etmek atılacak en doğru adım olacaktır.
Sınır çizmeli: Korona virüs haberlerinin çocuklara izletilmesinin en aza indirilmesi gerektiğini vurgulamam gerekir. Sürekli olarak korona virüs ile ilgili haberler veya programlar izlemek veya bunun üzerine konuşmak kaygının yükselmesine neden olacağından bu gibi durumların en aza indirgenmesi gereklidir. Bu dönemde çocukları etkileyecek olan internet, televizyon ve sosyal medya kullanımına sınır getirilmelidir. Şunu da eklemek isterim; çocuk eğer virüs hakkında soru soruyorsa onun virüsle ilgili ne duyduğunu ve ne bildiğini anlatmasına izin verilmelidir. Bu tür bilgilerin doğru olup olmadığı aile bireyleriyle incelenmelidir. Bu tür aile ile yapılan konuşmalar ve etkileşimler çocuğun kaygısını azaltmasını ve rahatlamasını sağlayacaktır.
Kişisel temizlik konusunda bilgilendirme yapılmalı: Bu süreçte çocuklara, yaşlarına uygun bir dille nasıl sağlıklı kalmaları ve virüsten korunma yolları konusunda bilgiler verilmelidir. Bu onlara korktukları zaman kendilerini nasıl kontrol edecekleri konusunda yardımcı olacaktır. Uygun bir dille, özellikle tuvalet kullanımı sonrası, yemekten önce-sonra veya öksürme, hapşırma gibi durumlarda en az 20 saniye sabunla ellerini yıkamaları konusunda bilgi verilmelidir. Bu ilk olarak evde canlandırma yaparak ve şarkı eşliğinde yapılabilir. Bu tür bilgilerin ardından o bilginin neden verildiğine dair üzerinde konuşma yapılabilir.
Rutine sadık kalın: Çocukları okulda yapmaları gereken çalışmalara devam etmelerine yönelik cesaretlendirmek gerekmektedir. Okul, yemek ve uyku saati gibi durumlarda belirsizlik çocukları endişelendirebilir. Bu süreçte rutinlere sadık kalınmalıdır.
İletişimde kalın: Çocuklara, daha fazla bilgi edindikçe onları güncel tutmaya devam edeceğinizi belirtin. Soru sormasına izin verin.
Dilara Demiröz
Uzman Klinik Psikolog