Uyarlandığı ünlü kitap gibi içinde karanlık ve sert olayların da yaşandığı dokunaklı bir İkinci Dünya Savaşı hikayesi.
İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde sert bir toplumsal iklimin içinden geçen Almanya’da küçük kardeşi gözlerinin önünde hastalıktan ölen Liesel Meminger, annesi tarafından bakılamadığı için henüz dokuz yaşındayken bir ailenin yanına evlatlık olarak verilir. Küfürbaz ve sert görünüşlü ama aslında iyi kalpli bir kadın olan Rosa ile yumuşak başlı, gururlu ve iyi huylu Hans Hubermann onun yeni ailesidir artık. Liesel onları zamanla çok sever.
Almanya’da Nazism yükseliştedir, yahudilere karşı düşmanlık artarken kitap yakma buluşmaları da başlamıştır. Liesel ve yeni anne-babası düzgün yaşayan bir aile profilindedir. Bu yüzden gidişattan dolayı rahatsızlık duyuyorlardır. Bir süre sonra Max adlı genç bir yahudiyi evlerinde saklamaya başlarlar. Max, Liesel’in hayata bakışını değiştiren önemli biri haline dönüşür zamanla. Liesel Max’le okuduğu kitapları konuşmayı çok sever ve çevrelerinde gelişen tüm kötülüklerden ruhlarını ancak bu şekilde korurlar. Ama Max ve dolayısıyla bütün aile yaklaşan savaş günlerinden dolayı diken üstünde yaşıyorlardır.