Kayıp köpeklerini ararlarken birbirlerini dinlemeyi öğrenen bir baba oğulun hikayesi.
Fielding kız arkadaşından ayrılmış, kolej mezunu bir genç delikanlı. Arkadaşları yapmak istedikleri meslekleri çoktan belirlemişler ve geleceklerini şekillendirmeye başlamışlarken o hâlâ ne olmak istediğini bilmiyordur. Hangi konularda başarılı olacağından bile henüz emin değildir. Ama eğer yanında tatlı bir köpek olursa kızların daha çok ilgisini çekeceğini iyi biliyordur! Tatlı bir köpek olan Gonker hayatına böyle girer.
Mezuniyetin ardından anne-babasına yanına yeni köpeğiyle dönen Fielding bu konuda ebeveynlerini çok şaşırtır. Özellikle de babası John, daha henüz kendi sorumluluğunu hiç bilmeyen birinin başka bir canlının sorumluluğunu alamayacağına inanır. Gonker kısa zamanda John’u ve Fielding annesini de etkiler. Ancak bir süre sonra sürekli ilaçla kontrol altında tutulması gereken bir hastalığı olduğunu öğrenirler. Artık ailenin gözbebeği olan Gonker maalesef bir gün kayboluverir. 20 gün içinde bulunup ilacını alşmazsa ölecektir. Bütün aile seferber olur. Fielding ve babası John onu bütün şehirde aramaya çıkarlar. Bu arada birbirleriyle iletişimleri yavaş yavaş düzelirken, birbirlerini ve kendilerini daha iyi anlamaya da başlarlar.
