Öğrenciler bir eğitim öğretim yılının meyvesi olarak karnelerini alacaklar. Karne günü bazı öğrenciler için mutluluk bazı öğrenciler için korku dolu olabilmektedir. Hatta bazen istenmeyen bazı durumlara da (suisid, evden kaçma vb.) neden olabilmektedir.
Karne korkusu, öğrenci karneyi aldıktan sonra, ailesinin göstereceği davranışı düşünmeye başlar, telaşlanır ve öğrencinin kaygı düzeyinin artmasıyla başlar.
Özellikle sert ve baskıcı ailelerin çocukları, zayıf karne korkusunu diğer ailelerin çocuklarına göre daha fazla yaşamaktadır. Evden kaçma, suisid girişimi gibi istenmeyen durumlar bu ailelerin çocuklarında daha fazla görülebilmektedir.
Karne Nedir?
Çocuğun karnedeki başarısı ya da başarısızlığı, her alanda iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmemeli. Çocuğun derslere katılımının, arkadaş ve öğretmenleriyle olan ilişkisinin, ilgi alanlarının, sevdiği ve sevmediği derslerin, okula devamlılığının, tutarlılığının da göstergesidir. Bu anlamda çocuklar karne aldıkları zaman sadece notların üzerinde durmak çocuğun diğer özelliklerini görmemizi engeller.
Karne Ne Değildir?
- Karne, çocuğun, ilgi, yetenek, zeka ve hayat okulundaki başarısının bir göstergesi değildir.
- Aileler çocuklarına haçlık vererek, kitap, kalem, defter alarak çocuklarının eğitim yaşantıları üzerindeki tüm sorumluluklarını yerine getirdiklerini düşünmektedirler. Ancak karne sadece öğrenciye verilmemektedir.
- Çocuklarınızı ve öğrencilerinizi oldukları gibi kabul edin. Çocuklar birer proje, karne de öğretmenin ya da ebeveynin proje değerlendirmesi değildir.
Karne korkusu yaşayan çocuklarda hangi davranışlar görülür?
- Eve gelmeme, akrabalara, arkadaşlara veya dışarıda kalma.
- Karnedeki notlar üzerinde oynama.
- Yalan söyleme.
- Evde odaya saklanma.
- Okula karneyi almaya gitmeme.
- Kendine zarar verme.
- İletişimi kapatma.
Aileler karne ile ilgili çocuğa nasıl yaklaşmalıdır?
- Karnenin kaygı uyandırıcı bir şekle bürünmesinin sebebi büyüklerdir. Çocuğunuzun başarılı olabilmesi için onun arkasında olduğunuzu ona hissettirin.
- Çocuğunuzu suçlamayın.
- Çocuğa lakap takmayın.
- Okuldan almakla tehdit etmeyin.
- Çocuğunuzu arkadaşlarıyla, kardeşleriyle, komşularınızla kıyaslamayın.
- Çocuğunuzu başkalarının yanında küçük düşürmeyin.
- Cezalandırmakla tehdit etmeyin.
- Çocuğun kendi karnesiyle ilgili anlattıklarını dinleyin. Onun düşüncelerine önem verin.
- Her ana-babanın çocuklarıyla ilgili bazı beklentileri vardır. Bunları onunla konuşun.
- Kendi çocukluğunuzdaki karne ile ilgili anılarınızı anlatın.
- Çocuğunuzun zayıfı var diye tatilini zehir etmeyin, dinlenmesine fırsat verin. Ancak eksikliklerini gidermek için onunla uygun bir plan yapın ve bunu uygulayın.
- Çocuğunuzun karnesini değerlendirilirken önce başarıları pekiştirip sonra kötü olan notlarını konuşun.
- Ünlü fizikçi Einstein’ı deli diye okuldan kovulduğunu unutmayın. Çocuğunuza güvenin.
Sadiye Akbulut
Psikolog
