Gebelik kadınlar açısından son derece önem verilmesi gereken, özel dönemler arasında yer alır. Gebelikte en doğru olanı gebe kalındığı andan itibaren, anne adayının doktor kontrolüne başlaması gerekir. Aslında planlı bir gebelik halinde, gebe kalmadan önce kadın doğum doktoruna gidilmesi gerekir. Sürpriz bir hamilelik durumunda, bunun öğrenilmesinden itibaren, doktor kontrolünde olunmalıdır. Anne adayında herhangi bir risk söz konusu olmadığı zaman 28. gebelik haftasına kadar anne adayların periyodik olarak dörder haftada bir kontrole gitmesi gerekir. Bu zamandan sonra 36. haftaya kadar anne adaylarının her iki haftada bir kontrole gitmesi, bundan sonraki olan gebelik haftalarında ise, her hafta doktor kontrollerinin yapılması gerekir. Bu tür riskli olmayan gebeliklerin takibi, normal gebelik takibidir. Ancak gebelikte her zaman riskler gelişebilir ve riskli gruba geçiş yapılabilir.
Gebelik süresince anne adaylarının olabilecek riskler açısından değerlendirilmesi, gebeliğin her üç aylık döneminde farklı şekillerde yapılır. Gebelik döneminde anne adaylarının ihmal etmeden hem rutin kontrollerini yaptırmalı, hem de bu süreçte olabilecek acil durumlarda hemen doktora gitmesi gerekir. Anne adaylarında olan risk faktörleri fazla olması durumunda, oluşacak her belirti önemsenmeli ve bunun doktorla paylaşılması gerekir.
Gebelikte ilk doktor muayenesi ne zaman yapılır?
Kadınlar adet kanamasının 10 gün geçmesine rağmen gelmemesi halinde, yapacakları gebelik testinin pozitif çıkması durumunda ilk doktor muayenesine gitmelidir. İlk kontrol sırasında kan ya da idrardan alınan örnekle gebelik testi yapılacaktır. Ultrason muayenesiyle gebelik kesesi incelemesi yapılır. Ayrıca fetal kalp atışı için 2 hafta sonra yeniden doktora gitmek gerekir. Gebeliğin durumuna göre doktorunuzun önerdiği şekilde, kontrollere gitmeniz gerekir. Buna dikkat edilmediği takdirde, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.
Gebelik döneminde rutin kontroller dışında doktora başvurmayı gerektirecek durumlar nedir?
Gebeliğin ilk üç aylık döneminde
Gebelikte düşük risk taşıyan anne adaylarında yapılan ilk muayene sırasında ultrason tetkiki yapılmalıdır. Bu yüzden anne adaylarının gebeliğin başlangıcında yani erken döneminde doktora gitmeleri daha faydalı olur. Ultrason tetkikinin amacı kadında dış gebelik olup olmadığının tespiti içindir. Bunun dışında kadında olabilecek çoğul gebeliklerde bu tetkikte belirlenir.
Bu sırada yapılan tetkikler ve belirlemeler sayesinde anne adayının gebelik döneminde yapılması gereken takiplerinin seyrini belirler. Muayene yapılırken anne adayında tansiyon ölçümü, kan grubunun tespiti, tam idrar kültürü ve tam kan tahlili yapılmaktadır. Bu süreçte gebe kadında toksoplazma ve rubella antikorlarının belirlenmesi çok önemlidir. Gebelik döneminde ilk 8 haftada oluşacak kanamalar bir dış gebeliğin belirtisi olabileceği için, kanama az bile olsa kadınlar acilen doktora gitmelidir. Kanamadan önce kadınlarda çoğunlukla leğen kemiğinin olduğu bölgede hafif bir ağrı gözlenir. Bu dönemde olan kanamaların sebebi düşükte olabilir. Bu üç aylık dönem gebelikte düşük riskinin en fazla olduğu süreçtir. Bu yüzden anne adaylarının rutin doktor kontrollerini ihmal etmemesi gerekir.
Gebeliğin ikinci üç aylık döneminde
Bu üç aylık dönemde anne adayları rutin doktor ziyaretleri sırasında bazı tetkiklere tabi tutulur. 16. ve 18. haftalar arasında yapılan üçlü testle bebekte down sendromu gibi doğumsal anomali risk faktörleri belirlenir.
Gebe kadınlar özellikle ilk hamileliklerinde bebeğin hareketlerini genellikle 5. ayda hissetmeye başlar. Gebelik sayısının artmasıyla bu süre daha erkene çekilebilir. Bebeğin bu hareketlerinde farklılık hissedilmesi halinde, hemen doktora gidecek kadar önemli bir durum söz konusu olacaktır. Bu üç aylık dönemdeki kontroller sırasında renkli ultrasonografi yapılıp bebeğin iç organları ve vücut yapısı incelenir. Anne ve bebek arasındaki kan akımının durumu mutlaka kontrol edilir. Normal gebelik geçiren kadınlarda bu araştırma 22. ve 26. haftalar arasında yapılırken, risk taşıyan gebe kadınlarda soruna göre zaman ayarlanır. Anne adayının çarpıntı yakınması varsa, bunun kansızlık yüzünden olup olmadığı araştırmalıdır. Bunun dışında dâhiliye ve kardiyoloji uzmanı tarafından anne adayları kontrol edilmeli ve bu sorunun kalp hastalığına bağlı olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.
Anne adayında vücutta şişmeler varsa, bunun da değerlendirilmesi gerekir. Normal olarak hormonlarda meydana gelen farklılık dokular arasında sıvı tutulmasına neden olur. Rahmin giderek büyümesi yüzünden dolaşımın zorlaşması kadında bacaklar başta olmak üzere, vücutta diğer bölgelerde şişmelere neden olur.
Bu şişlikler bazı anne adaylarında gebelik zehirlenmesinden dolayı da olabildiğinden, doktora gidilmesi ve gereken tetkiklerin bir an önce yapılması sağlanmalıdır. Yapılan idrar tahlilinde protein kaybı değerlendirilmeli ve anne adayı tansiyonu açısından takibe alınmalıdır. Bu süreçte kadında vajinal akıntıların olması gebelik etkenleri nedeniyle, normal kabul edilirken, bu akıntının renk özelliğindeki koyulaşma, sarı yeşil ya da kahverengi renge dönüşmesi ya da akıntıda peynirimsi görünüm olması ve kötü kokulu olması halinde bunun bir enfeksiyonu işaret etmesi dikkate alınmalıdır.
Mutlaka doktora gidilmeli ve sorunun tedavi ettirilmesi gerekir. Bu tür sorunlara zamanında müdahale edilmediği takdirde, enfeksiyon rahme doğru ilerleme gösterebilir, bu etki suların erken gelmesine ve erken doğum riski oluşturmaya neden olabilir. Bu etkenlerin dışında gebelerin ikinci üç aylık dönemde acil olarak doktora gitmesini gerektiren durumlar olabilir. Bu belirtilerin içinde;
- Vajinada kanama olması halinde
- Karın bölgesinde sertlik ve beraberinde ağrı oluşması
- Vajinadan su gelmesi
- Tansiyonun yükselmesi
- Şiddetli baş ağrısı olması
- Bacaklarda ağrı, şişlik ve kızarıklık olması halinde
- Ateşli hastalıklardan geçirme
- Vajinadan iltihaplı akıntı gelmesi ya da sıkça idrara çıkma isteği olması
Gebeliğin son üç aylık döneminde
Bu son üç aylık dönemde anne adaylarında rahimden kaynaklı hafif ve aralıklarla gelen kasılmalar olabilir. Bu tür kasılmalar anne adaylarında normal olarak kabul edilir. Doğumdan önce olan hazırlık kasılmaları gebelerde sıkça görülür. Özellikle bebeğin hareketleri sırasında bu tarz kasılmalar daha fazla olur. Gebeliğin bu son döneminde anne adaylarında doktor ziyaretleri sıklaşmasına rağmen, bazı sorunlarda acil olarak doktora gidilmesi gerekir. Bu belirtilerin arasında;
- Karın bölgesinde kasılma ve ağrıların olması halinde
- Ateşli hastalıklar geçirilmesinde
- Vajinadan kanama ya da suyun gelmesi halinde
- Bebekte olan hareketlerin azalma göstermesi halinde
- Tansiyon yükselmesi ve bununla birlikte baş ağrısının bir arada olması halinde
- Görme duyusunda bulanıklık olması
- Vücutta şişkinliğin olması halinde, özellikle haftada bir kilodan fazla kilo artışı olması halinde, kadınların acil olarak doktora gitmesi gerekir.
Gebeliğin doğum zamanında
Gebelik döneminin normal seyretmesi durumunda düzenli yapılan yürüyüşler, yavaş ve temkinli yapılan yüzme, evde bisiklet çevirme ve uzman gözetimindeki egzersizler doğuma yardımcı olur. Gebe kadınların gebelik süresince aldığı kilolara dikkat etmesi halinde, bu sürecin daha rahat atlatmasına yardımcı olur.
Gebeler 40. haftası dolmuş olmasına rağmen, henüz doğum sancıları başlamadıysa, mutlaka doktora gidilmesi gerekir. Bu anne adaylarının 3 günde bir NST testi, haftada bir kez ultrason tetkiki yapılarak takip edilmesi gerekir. Bu takiplerde bebeğin anne karnında olan durumu, suyun miktarı, solunumun durumu değerlendirmeye alınır. Eğer bunlarda bir sorun tespit edilemezse, gebe kadında 15 gün kadar doğum sancılarının kendiliğinden gelmesi beklenir. Gebeliğin 42. haftası doluncaya kadar doğum sancıları başlamadığında, doktor tarafından sezaryenle doğum kararı alınarak, doğumun başlatılması gerekir.
Jin.Op.Dr. Serdar Koç
Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı