Risk, aslında belirsizlik gibi görünen fakat günlük yaşamda daha çok kaybetme olasılığına dikkat çekme amacıyla kullanılmaktadır. Risk alma davranışına, kişinin sağlığını tehdit eden, hayati tehlike yaratan hastalık veya ölümle sonuçlanma ihtimali olan davranışlar da denilmektedir. Trafik, cinsellik, madde kullanımı, tehlikeli sporlar olarak farklı başlıklarda ele alınır. Bıçak taşıma, saldırganlık, kavgaya karışma, intihar düşüncesi ve girişimi risk alma davranışı olarak değerlendirilir. Ergenlik döneminde risk alma davranışı, gözlenen bir davranıştır.
Risk alma davranışlarının ergenlere grup içerisinde kendi hayatlarını kontrol etme, yetişkin otoritesine ve geleneksel topluma direnme, kaygı, gerilim yetersizlik ve başarısızlıkla baş etme, akran gruplarına daha çok kabul edilme, gençlik kültürünü benimseme, kişisel kimliğini oluşturma, gibi çeşitli yararlar sağladığı belirtilmektedir. Risk alma davranışını etkileyebilecek sosyo ekonomik durum, akran grupları, cinsel kimlik, eğitim durumu, bireyin kendisi ile ilgili başarı algısı gibi değişkenlerin incelenmesi gerekmektedir. Bu davranış avantaj gibi görünse de gelecek yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir.
Ergenler, yaşlarından itibaren risk almaya eğilimlidirler. Sürekli kendilerini test ederler, çünkü denemek ve yapmak için çok fazla yeni deneyim vardır. Şimdiki zamanla meşgul olan ergen genellikle uyarılma ve özgürlük uğruna risk almaya heveslidir. Yetişkinler, geçmiş tecrübelere ve gelecekteki olasılıklara dikkat ederek, koruma ve önlemeyle daha fazla ilgilenirler. Aşırı uçlarda bakış açıları olan iki kuşak, risk almayı zıt şekillerde görebilir.
Ergenin sosyalleşme sürecinde önemli aktörler anne-baba ve akranlarıdır. Ebeveynler, ergenlik çağında, hayatı tehdit edebilecek riskler hakkında çocuklarıyla konuşmalıdır. Bunlar; sosyal şiddet, kazayla yaralanma, okul başarısızlığı, yasa dışı aktiviteler, cinsel konular, intihar, madde kullanımı konularıdır. Ergenlik döneminde, akranlar aile kadar önemli bir yerdedir. Akranlar, ergenler için arkadaşlık, sosyal ve duygusal destek, yakınlık sağlama gibi olumlu etkileri oluştururken, olumsuz etkilere de neden olmaktadır. Ergenlerin riskli davranışlar gösteren akranlarla birlikte olmaları, kendilerinin de ilerleyen dönemde sapkın davranışlar göstermelerine yol açmaktadır.
Peki gençler neden risk alıyor?
İlk olarak merak. Aile çevresi dışında daha büyük bir dünya keşfedilmeyi bekliyor, düşüncesi oluşuyor. Denemedikçe bir şeyin neye benzediğini bilemezsiniz, diyerek deneme yoluyla risk gerçekleşiyor. Bir aktivite ne kadar tehlikeliyse, o kadar cazip hale gelebilir düşüncesiyle heyecan, onları riske sürüklüyor. Gençlerin en önemli risk alma şekli ise isyandır. Kurallara aykırı ise bunu yapmak doğrudur, diye düşünür. Büyüdüğünü gösterebilmek için riske girer. Yetişkinlere uygun aktivitelerde bulunur. Cesaretle birlikte tehlikeli deneyimler gerçekleştirir. Özgür olma düşüncesiyle sınırlarını aşar, risk taşır. Dürtüsellik, o sırada hissettiğini yapmaya ve riske iter. Duygusal olarak acele etmek, düşüncesiz karar vermeye neden olabilir. Madde bağımlılığının, arkadaşları arasında kabul görülür bir davranış olacağı inancı ve dertlerin üstesinden geleceği düşüncesi yanlıştır ve gençleri riske iter. Madde kullanımının her türlüsü zarardır ve diğer riskleri tetikler.
Araştırmalara göre, yüksek oranda destek ve paylaşım ile düşük oranda çatışma içeren arkadaşlıkları olan ve akranlarıyla güçlü bir yakınlık kuran ergenler, daha az antisosyal davranışlar göstermektedirler. Ergenin akranlarından algıladığı sosyal kabul ve destek, onun daha az problemli davranış göstermesiyle ilişkili bulunmuştur. Ergenlerin, yakın arkadaşlarının sürekli olumsuz davranması, birbirleri arasında çatışması, reddedici tutumları, ergenlerde risk alma, saldırganlık, madde kullanımı, suça yönelme gibi olumsuz davranışlarla ilişkilidir.
Sonuç olarak ergenlik hem fiziksel hem zihinsel hem de duygusal olarak büyük değişimlerin yaşandığı önemli bir süreçtir. Büyük değişimlere uyum sağlamak elbette kolay değildir. Kimlik gelişimini tamamladığı ve bireyselleştiği bu dönemde, risk alma davranışları ebeveyn tutumları ve arkadaş ilişkileriyle ilişkilidir. Ergenlerin daha az riskli davranışlar göstermeleri için, baskılayıcı ve yasaklayıcı davranışları ortadan kaldırmak, ebeveyn tarafından doğru ve uygun bir şekilde bilgilendirmek, yeterli olarak izlemek, arkadaşları hakkında doğru bir şekilde açıklama yapmak gereklidir. Bu süreçte çocuklarıyla iletişime geçemeyen, riskli davranışlarda bulunan, nasıl bir yol izleyeceğini bilemeyen ebeveynler mutlaka bir uzmana başvurmalıdır. Sağlıkla kalın.
Yiğit Daimselamet
Psikolog