Aile ve üvey kardeşlik meselesine farklı bir yerden yaklaşan Danimarka filmi..
Çocuk filmlerinde anne-babası boşanmış olan çocukların hikayelerine pek sık rastlayamıyoruz. Ama Danimarka filmi “Düşler Fabrikası”nda böyle iki çocuğun kesişen hikayesini izliyoruz. Minna babasıyla yaşayan, onunla çok da iyi geçinen barışçıl, hayal dünyası zengin, kendi halinde uyumlu bir kız. Annesi yıllar önce müzik kariyerini sürdürebilmek için ayrılmış babasından.
Jenny de annesiyle yaşıyor ve son derece ilgisiz bir babası olduğu için de biraz hırçın. İlgi görmek için sosyal medyaya biraz fazla önem vermekte. Minna’nın babası ve Jenny’nin annesi birbirleriyle ikinci evliliklerini yapmadan önce hep birlikte yaşayabilecekler mi, Minna ve Jenny anlaşabilecekler mi denemek isterler. Ancak Jenny’nin şımarık ve gelgitli tavırları, bazı patavatsızlıkları Minna’yı rahatsız eder. Minna’nın biraz endişeli bir yapısı vardır aslında ve bu da bazen rüyalarına yansır. Jenny’nin eve gelmesiyle bu rüyaları artar ve bir gün rüyasında bir şeyi keşfeder. Rüyaların yapımcıları vardır ve bir senaryo dahilinde bu rüyalar gerçekleştiriliyordur. Bu buluşu sayesinde Jenny’nin rüyasına sızarak onu daha iyi huylu bir kız haline dönüştürmeye çalışır, Ancak çıkan karışıklık yüzünden rüyalarla gerçek hayatın iç içe geçtiği bir macera yaşamaya başlarlar.