Özgüven; kişinin kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucunda iyi hissetmesi demektir. Çocuğun doğuştan getirdiği; mizaç, zeka, fiziksel özellikler gibi biyolojik temeller ve yaşam boyu deneyimlenen çevresel etkiler özgüven oluşumunda etkileşim halindedir. Okul öncesi çocukluk döneminde olan bir birey ile yaşarken/iletişim kurarken en çok üzerinde durulması gereken konu özgüven gelişimidir.
Çocuklarda Özgüven Neden Önemlidir?
Yapılan araştırmalar özgüveni olan çocukların akademik başarısının da arkadaşları ile kurdukları sosyal ilişkilerin de özgüveni zedelenmiş çocuklara oranla daha yüksek olduğunu göstermiştir çünkü özgüven, çocuğa sevilebilir olduğunu ve bir şeyleri başarabilme konusunda yeterli olduğunu hissettirir. Özgüven sahibi çocuklar bir şeyleri başarmada kendilerine güven duyarlar ve çözüm üretmeye yönelik çaba gösterirler. Ailesine, okuluna, arkadaşlarına ve yaşadığı koşullara karşı olumlu düşünceleri vardır; daha pozitiflerdir.
Bunun aksine özgüveni düşük olan çocuklar ileride toplumca kabul edilmeyen alışkanlıkları edinmede çevre baskısından daha çok etkilenebilirler. Sosyal başarıları daha düşüktür. Kendilerini sürekli eleştirirler ve her davranışlarında onay beklerler. İçe kapanık ve kaygılı olabilmelerinin yanında depresyon gibi umutsuzluk temelli duygu durum değişikliklerine daha yatkındırlar.
Çocuğun Özgüvenini Desteklemek İçin Neler Yapılabilir?
Çocuğunuzla sık sık konuşun.
Çocuğunuzun etrafınızda olduğu her an sesli düşünüyormuş gibi konuşmanız, çocuğunuza iletişime açık olduğunuz mesajını verecektir. “Beni dinlemiyor” ya da “Anlattığımı anlamayacaktır” gibi motivasyon düşüren fikirleri hiç düşünmeyin; çocuklar söyleyemedikleri kelimeleri dahi cümle içerisinde duyduklarında anlayabilmektedirler. Eğer siz çocuğunuzla sıklıkla iletişim kurar, açıklamalar yaparsanız, rol modeli olarak sizi aldığı için ileride kendisi de iletişim kurma konusunda daha rahat ve daha az kaygılı olacaktır.
Çocuğunuza, onu sevdiğinizi gösterin.
Çocuğun sevilebilir olduğu duygusunu kabullenmesi için sözel ve davranışsal olarak sıklıkla çocuğunuza onu sevdiğinizi belirtmelisiniz.
Yaramaz diye etiketlemeyin!
Ebeveyni tarafından ”yaramaz” ya da “beceriksiz” olarak etiketlenen çocuk aldığı etiketi uygulamaya ve buna göre davranmaya başlayacaktır. Çocuğunuzun istenmeyen davranışlarında dahi onu utandıran, üzen sıfatlar kullanmaktan kaçının.
“Önce kendin yapmayı denemelisin”
Bir işe başlarken sizden yardım talebinde bulunan çocuğunuzu öncelikle kendisinin denemesi yönünde cesaretlendirmelisiniz. Özgüvenli çocukların en büyük ortak yönü sürekli olarak anne ve babaları tarafından sorumluluk almaları için teşvik edilmeleridir. Çocuklar yemeğini yeme, giysilerini giyme konusunda kendi başlarına yapabilmeleri için teşvik edilmeye ihtiyaç duyarlar. Çocuk bir anda kaşığı mükemmel tutmaya başlayamaz, üzerine döktükten sonra nasıl tutması gerektiğinin farkına varır. Davranışı gerçekleştirirken yaptığı hatayı sözel olarak ya da fiziksel yardımla kendisine göstererek gerektiği durumda yanında olduğunuzu da çocuğunuza göstermiş olacaksınız.
Çocuklarınızı etkili bir şekilde dinleyin.
Çocuk anneye bir şey anlatmak istediğinde defalarca “Anne… anne…” diye sesleniyorsa çocuklar anlatma davranışını azaltacaktır. Özellikle erken çocukluk döneminde çocuklar anlattıklarının dikkatle dinlenilmesini ister. Düşünceleri dinlenen çocuk, düşüncelerine önem verildiğini hisseder. Böylelikle kendini daha güvende hisseder ve duygularını rahatlıkla aktarabilmektedir.
Çabalarını takdir edin.
Çocukların yaptıkları işler ile ilgili kazandıkları sonuçların yanında gösterdikleri çabayı onaylamak ve desteklemek çocuğun kendiyle ilgili olumlu bakış açısı kazanmasını sağlayacaktır.
Aşırı koruyucu davranmayın.
Yaşı ve gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak bir destek olarak onunla olduğunuzu kendisine hissettirin fakat aşırı koruyucu davranmak çocuklarda sorumluluk alma ve zorluklarla baş edebilme gücünü azaltmaktadır. Unutmayın; merdiveni kendisi çıkmak istediğinde, kucağınıza alıp yukarı çıkardığınızda, eşyalara artık uzanıp dokunabildiğinde, onları toplayıp dolapların içine kaldırdığımızda çocuğun gelişimini göz ardı etmiş ve yeterlilik duygusu kazanmasının önüne geçmiş olursunuz.
Başkalarıyla kıyaslamayın.
Başkalarıyla kıyaslanmak, çocuğun kendisine yönelik olumsuz duygular geliştirmesine neden olabildiği gibi ilk sosyalleştiği ortamdan itibaren çevreye karşı öfke/nefret gibi olumsuz duygular oluşturmasında da etkilidir.
Ailenin bir üyesi olduğunu ona hissettirin.
Özgüven gelişimi için çocuğun fikirlerinin alınması oldukça önemlidir. Ona kıyafet alırken fikrini sormak da en az yeni doğacak kardeşine yapılacak hazırlıklar ile ilgili fikir almak kadar önemlidir.
Yapamadığı veya başaramadığında ona karşı olun.
“Her zaman kusursuz olamazsın” mesajını çocuğa verebilmek oldukça önemlidir. Yanlış yaptığında çocuğun uğrayabileceği hayal kırıklığı ya da umutsuzluk duygularının önüne geçilmiş olunur.
Yaşının ve gelişiminin doğrultusunda sorumluluklar verin.
Yaşına göre bilişsel, fiziksel ve psikososyal gelişim seviyesini biliyor olmak çocukla iletişimin sağlıklı kurulmasında oldukça önemlidir. Çocuğun gelişim seviyesinden daha yüksek beklentide bulunulması, çocuğun o beklentiyi karşılayamamasına ve dolayısıyla yeterlilik hissinin zedelenmesine neden olacaktır.
Çocuklarınızın özgüvenini geliştirmek yolunda attığınız her adım çocuklarınızın güçlü, kararlı ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmelerinde büyük önem taşır. Ebeveynler arası ya da ebeveyn-öğretmen arası tutarlı davranışlar, çocuğun gelişiminin daha hızlı ve daha doğru adımlar atılarak ilerlemesinde ayrıca önemlidir.
Gözde Alper
Uzman Psikolog