Kekemelik çocuklarda en çok 2 ila 5 yaş arasında görülen “Akıcı Konuşma Bozukluğu” dur. Bu durum çocuğun konuşmasının akıcılığında bir kesilmelerin görüldüğü bir bozukluktur. Kekemelik çocuklarda farklı tiplerde görülebilir; bazen duraksamalar şeklinde bazen bir hecenin uzatılıp tekrarlanması şeklinde görülebilir.
Kekemelik aslında her bireyde belli bir düzeyde görülmekte olup normal bir durumdur. Her birey zaman zaman yorgun olduğunda veya sinirli ve gergin olduğu durumlarda belli bir miktar konuşmasında kekemelik gibi normal takılmalara yaşayabilir. Kekemeliğin patolojik bir durum olarak kabul edilip tedaviye başlamak için kekemelik durumunun her kurduğumuz cümle de görülmesi ve 6 ay kadar uzun bir süredir devam ediyor olması gerekmektedir.
Kekemeliğin sebebi halk arasında bilinen psikolojik sebeplerden değildir. Yani bu durum çocuğun korkması, kaygılanması, sinirlenmesi, anne-baba kavgasına tanık olması veya öğretmenin kötü davranmasından dolayı kaynaklanan bir durum değildir. Bu psikolojik faktörlerin hepsi kekemeliğin ortaya çıkmasını, sıklığını ve şiddetini etkileyen birer tetikleyicilerdir. Asıl ortaya çıkmasına sebep olan şeyler genetik ve nörobiyolojik faktörlerdir. Kekemeliğin doğuştan gelen kalıtsal bir yönü vardır.
Kekemelikte genetik faktörlerin neden olduğu bir durum olsa da çevresel faktörlerden de çok etkilenen bir bozukluktur. Kekemelik durumunu çocuk bir süre sonra fark edip bu durumdan rahatsızlık hissederek daha içine kapanmaya başlayabilir. Bu durumdan dolayı çekingenlik yaşayıp arkadaşları ve sınıf ortamında rahat konuşamama ve sessiz kalmaya başlayabilir. Bu durumların uzun sürmesi ile birlikte kekemeliğe kaygı bozuklukları, depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi psikolojik rahatsızlıklarda eşlik edebilir. O yüzden bu psikolojik rahatsızlıkların öncelikle tedavi edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu psikolojik rahatsızlıklar tedavi edilirse kekemelik tamamen geçmese de şiddetinde bir düşüş olabilir.
Kekemelik tedavisi için psikologlar, psikiyatristler ve konuşma terapistleri tedavi kısmından sorumlu birimler olsalar da bu durumda ebeveynlere de çok büyük görev düşmektedir. Ebeveynler çocuklarının kekemelik durumları için hiçbir zaman kendilerini veya çocuklarını suçlamayarak çocukları konuşurken başka bir işle meşgul olmadan göz teması kurarak sakince dinlemeleri gerekmektedir. Çocuğun konuşması bitene kadar onun sözünü kesmeden veya kelimeleri onun yerine tamamlamadan dinlemeleri gerekmektedir. Ebeveynler yavaş yavaş tane tane konuşarak çocuklarına bir model olmaları gerekmektedir. Çünkü çocukların öğrenme biçimlerinden biri de modellemedir.
Asıl en önemli şey ebeveynler çocuklarının nasıl söylediklerine değil, ne söylediklerine odaklanmalılardır. Yani ebeveynler çocuklarının konuşma şekillerine değil, konuşma içeriğine odaklanmalılardır.
İpek Türe
Klinik Psikolog