Çocukluk insanın temeli, yarın çocuklarına bırakacağı mirasıdır.
Herkes belirli özelliklerle dünyaya gelir. Bu özelliklerde genetik faktörlerin payı oldukça önemlidir. Mizaç dediğimiz (fıtrat, yaratılış, huy) insanlarda değişimin çok az görüldüğü, kendine has, genetik faktörlerden %60 oranda etkilenen bir durumdur. Çocukların başarabildikleri, yeteneklerinin olduğu durumlar da tıpkı parmak izleri gibi kişiye özeldir. Yaratılışından gelen ve sonrasında da çevresiyle etkileşim halinde olan çocuk bunu zamanla kavrar, öğrenir ve uygular. Küçük yaşlarda kendini keşfetmeye başlayan çocuğa en iyi rehber ailesidir. Güven duygusunu oluşturduğu ailesiyle birlikte hem özgüveni hem de öğrenmenin temelleri atılır. Bu aşamadan sonra çocuk kendini keşfetmeye başladığında çocuğa hem sosyal hem de fiziksel alan sağlanarak çocuk yeteneklerini, yapabileceklerini keşfetmeli ve yoluna aile desteği ile sağlıklı ilerlemelidir. Bu aşamada aileler sadece çocuğun yeteneklerine yönlenir ve çocuğun ruhsal ve bedensel gereksinimlerini yok saymamalı.
Şimdi sizlere çocuğumuzun yeteneklerini, esasen çocuğumuzun kendini, neler yapıp yapamayacağını, benliğini keşfetme yolculuğunda yapmanız gereken unsurlardan kısaca bahsedeceğim.
KABULLENİN
İnsanoğlunun arayışıdır aslında kabullenilmek. Her insan olduğu gibi kabullenilmek ister. Kendi yapabildikleriyle, hatalarıyla... Kabullenmek çocuğumuzun hata yapmasını engellediği gibi, kendini sevmesini de sağlayacaktır. Benlik saygısı olmayan bir insanın birçok yeteneği olsa da kendi içinden çıkıp dışarıya yönlenmesi oldukça zordur. Çocuğumuzun yapamadıklarını da kabullenmek, olduğu gibi sevip yanında olmak başarının kapılarını sonuna kadar açacaktır. Özgüven sahibi bir insan yeteneklerini kendinden emin sergiler ve karşısındakini büyüler.
HATALARINDA YANINDA OLUN
Hata yapma korkusu insanlara özgüven sorunu yaşatmaktadır. Özellikle çocuklar henüz sorunlarıyla başetmekte zorluk yaşadıkları, ailelerine bağımlı oldukları dönemlerde; ailelerinden gelen tepkilerle bir sonraki adımlarını tasarlarlar. Eğer çocuğa korku hissettirirsek ya da yapamayacağını kanıksamasını sağlarsak daha sonra bunu onarmamız zaman alacaktır. Ona hataların yapılacağını normalleştirirsek, yeteneklerini ve becerilerini sergilediğinde uğradığı yanlışlar onu yıldırmadan yoluna devam eder.
GÖZLEMLEYİN
Çocuğunuz kendini keşfederken, nelerle oynadığına neyi merak ettiğine, nelere ilgi duyduğuna, bedeninin ya da zihninin en çok nelere yatkın olduğuna bakın. Küçük yaşlarda merakını ilgisini kanalize edeceği ortamlarda bulunun. Merak öğrenmenin en önemli ve ilk adımıdır. Merak edilen bir şeyi öğrenmeleri daha hızlı ve uzun süreli olacaktır.
ÖĞRENMEYİ ÖĞRETİN
Çocuklarımıza bir şeyler öğretmeye çalışıyoruz... Hep bir şeyler... İsteğine merakına ilgisine bakmaksızın, anne babalar arasında olan rekabet kıyasıya devam ederken, sürekli çocuklara dayatılan bir şeyler ve yapmaları için zorlamalar... Yıpratıcı olan bir süreç bu. Oysa çocuklarımıza öğrenmenin yollarını, zevkini gösteriip kendi öğrenmek istediği şeyi kendisinin zevkele seçip başlamasını sağlamak, kendi sorumluluğunu almayı becermesinin yanında yapabilmenin hazzını da yaşatır. Böylece kendini size altın bir tepside sunar.
SOSYALLEŞİN
İlla pahalı zeka oyunlarına ihtiyaç var mıdır çocuğun kendinisini keşfetmesi için ? Dışarıya çıkarken bir ağacı ya da uçan bir kuşu merak edip birlikte resmini çizebilir, sesini taklit edebilir, ya da internette alakalı videolara bakabilirsiniz. Baktığı yerde gösmesini sağlamak, hem merak duygusunu hem de gözlem yeteneğini geliştirir. Böylece çocuğumuz kendini çevrede, doğada da tanımlar, keşfeder.
MASAL-HİKAYE-RESİM İLE İLETİŞİM KURUN.
Çocukların hayal gücünü kuvvetlendirmek, yetenekleri konusunda ekstra bir hamledir. Hayal gücü ne kadar kuvvetli olursa çıkış yolunu o kadar hızlı bulacaktır. Hem mesleki geleceğinde hem de yaşam içerisinde. MAsalllar, hikayeler, resimler çocuğun iç dünyasını, hayallerini dışa vurması açısından sağlıklı bir yoldur. Çocuğumuz bu yolla hem zihinsel hem bedensel anlamda geliştiği gibi, yeteneklerini de size gösterir, yapabildiklerini de keşfeder.
Tabi bu liste uzatılabilir, bu saydıklarımız önemli noktalardır. Bununla birlikte birçok anne babanın düştüğü bir hata var ki; kendi çocukluklarında yapamadıklarını çocuklarında görmek istemeleri. Ben okumadım sen oku, ben yaşamadım sen yaşa...
Çocukluk, yaşam bir tane ve özeldir. Olabildiğince sağlıklı geçirmek gereklidir. Bu davranış çocukla aramızda set kurduğu gibi güven kırılmasına da sebebiyet verebilir. Çünkü kimse bizim hayallerimizi reenkarne etmek adına dunyaya gelmedi. Herkesin kendine has yaratılışına özel yaşamına saygı duyup, emanet olan çocukluklarına hiyanet etmeden... Onlara ve gelişimlerine özel bir destek sağlamalıyız.
Saygılarımla
Feyza Neşe Şık
Klinik Psikolog