FİRMA KAYIT
Geri Bildirim
Bağlanma Kuramı
Bağlanma Kuramı

Bağlanma Kuramı

2269

Bağlanma kuramı; erken dönemde bakım verenle kurulan ilişkinin kalitesinin; kişinin duygu düzenleme becerilerin, yakın ilişkililerindeki beklentilerini ve davranışlarını derinden etkilendiğini söyler.

Doğumdan sonra bebekler mevcut fiziksel zayıflıklar yüzünden ancak bir yetişkin tarafından bakılarak hayatta kalabilirler. Ve içgüdüsel olarak onu büyütenlerle duygusal bağlar kurarak hayata tutunurlar. Bu duygusal bağı kurma aslında ilk bağlanma sistemidir ve tam olarak karşılandığında gelişim için gerekli olan keşif sistemini harekete geçirir. Bebek, bağlanacak kişisinin ulaşılabilir ve duygusal anlamda cevap verebilen oluşuyla sağlıklı bağlanmayı gerçekleştirebilir ve keşfe başlayabilir. Hayatta kalabilmek için bağlanma, sağlıklı gelişim ve büyüme için ise keşif sisteminin dengeli ve uyumlu çalışması gerekir.

Bebeğin keşfe başlayabilmesi aslında bağlanma kişisinin güvenli üs olduğu anlamına gelir. Bowlby‘nin yaklaşımına göre güvenli üs askerin savaştaki üssüne benzer. Asker yense de yenilse de üssüne geri döner. Çünkü biliyordur ki o üs onun için güvenli bir yerdir. Önemli olan güvenli üssün varlığıdır; böylelikle yeni seferlere çıkabilir ve risk alabilir.

Bağlanma kişisi özellikle keşif sırasında korku, endişe, tehdit ya da tehlike hissedildiğinde geri dönülen bir yer olduğundan bebek için güvenli sığınak işlevi görür. Özetle bebek ile onu büyüten arasındaki ilişkinin optimum düzeyde dengeli ve kaliteli olması gerekir ki bebeğin hayatta kalma, hayata tutunma ve keşif ihtiyaçlarını giderebilsin. Bu noktada Ainsworth “Anne duyarlılığı”nı bağlanmanın öncül koşulu olarak öne sürmüştür.

Anne duyarlılığı; bakım veren bağlanma kişisinin bebeğin duygusal işaretlerini anlama, algılama ve doğru yorumlama becerisi ile bu işaretlere zamanında ve en uygun cevabı verebilme kapasitesi olarak tanımlanabilir. Ainsworth’e göre: Bebeğin bağlanma örüntüsünü temelde anne duyarlılığının kalitesi belirler. Duyarlılığın kalitesi ise bebeğin annedeki anlamının, ruhsal dengesinin ve temelde kendi bağlanma modellerinin ne oranda olumlu ya da olumsuz olduğu ile ilişkilidir.

Literatüre baktığımızda ve içerikleri okuyup hayatlarımızda bağlanmanın izlerini aradığımızda bağlanmanın tek bir şekilde oluşmadığını fark etmemiz zor olmaz. Kimi bebek bakım vereni ile sakin bir ilişki içerisindedir, kimi bebek bakım vereni ile agresif ilişkiler içerisindedir, kimisi bakım verene gülebilirken kimisi üzgün bakışlarla bakım verenine bir mesaj vermeye çalışabilir. Bağlanma çeşitlerini incelediğimizde mizaç unsurunu gözden kaçırmamalıyız. Bağlanma; bakım veren-bebek olarak incelendiğinde duygular ve mizaç da bu incelemeye dahil edilmelidir.

Bağlanmayı dört ayrı tipe ayırabiliriz;

Bağlanma Çeşitleri

  • Güvenli Bağlanma
  • Kaygılı - Kararsız Bağlanma
  • Kaçıngan Bağlanma
  • Karışık Bağlanma

Güvenli Bağlanma

Güvenli bağlanma duyguların oluşumunun temelidir. Bir bebeğin ileri zamanlardaki yaşamına nasıl hazırlanacağı, yaşayacağı duyguları, sosyal ilişkileri, bilişsel gelişimi gibi etkenlerin zemini bu dönemde oluşturulur. Güvenli bağlanma duygusal sağlığın bir kaynağıdır.

Bebek bağlanma kişisinden ayrıldığını hissettiğinde huzursuzluk ve mutsuzluk gösterir. Kişi döndüğünde neşelenir ve olumlu davranışlar gösterir. Bebeğin kişinin döneceğine güveni tamdır. Bağlandığı bireye itimat eder. Kendini o kişinin yanında güvende hisseder. Korktuğunda veya endişelendiğinde bağlandığı kişiden teselli arar. Kişi onu rahatlatmak, korumak, ihtiyaçlarını karşılamak için her zaman oradadır. Bu da bebeğin hem kendine hem de dış dünyaya güvenmesini sağlar.

Bakım veren kişi daha çok oyun oynarsa, ihtiyaçlarına karşılık verip güven verirse, bebeğine daha duyarlı davranırsa bebek ileride güvenli bağlanması karşılanmamış bireylere göre daha olgun olur. Daha az agresif tavırlar sergiler, özgüvenli bir şekilde yetişir, sosyal ilişikleri kuvvetli olur. Yakın ilişkilerden keyif alır ve duygu-düşünce paylaşmada daha rahat davranır. Empati düzeyi yüksek bireyler olarak yetişir.

Kaygılı-Kararsız Bağlanma

Kaygılı - kararsız bağlanma gerçekleştiren bebekler, bağlandıkları kişiden ayrı kaldıklarında çok huzursuzlaşır ve stres altında hissederler. Bağ kurulan kişi bebeğin olduğu mekana döndüğünde ise bu negatif duygulanımlar hafiflemez. Sakinleşme süreçlerinde güçlük yaşarlar. Kaygılı-kararsız bağlanma gerçekleştiren bebekler tanımadıklarına karşı şüphe içindedirler.

Bakım veren kişi bebeğin gereksinimlerini düzensiz bir şekilde karşılar. Bebek bakım veren kişiye belirli zaman aralıklarıyla ulaşabilirken bazı anlarda bakım veren kişi meşgul olur ve bebek ile ilgilenemez. Kaygılı-Kararsız Bağlanma gerçekleşmiş bebekler bağ kurdukları kişi ile hem çok yakın ilişki kurmak ister hem de ilişkiye karşı dirençlidir. Bu bağlanma türündeki bebekler ilerleyen yaşlarda başkalarına karşı yüksek derecede bağımlı yapıda olabilirler. Yetişkin yaşamlarında başka bireylere yaklaşmada tedirgin tavır sergileyebilir, duygularının karşılıklı olmaması onları çok endişelendirebilir.

Kaçıngan Bağlanma

Bu bağlanma türünde bebek-bakım veren-yabancı üçgenini incelediğimizde; bebek bakım veren ve yabancı kişiye neredeyse aynı şekilde davranır. Bakım verenden bir beklenti halinde değildir. Korku, öfke, üzüntü gibi duygularını yok saymıştır. Bakım veren geri döndüğünde onunla yakınlık kurmaktan kaçınır, onun temas çabalarına sırt döner. Kucağa alınınca mutluluk ifadesi belirtmez. Neşelenmez. Yere bırakılınca tepkisiz bir şekilde devam eder. Sosyal - duygusal gereksinimleri eksik kalır.

Kaçıngan bağlanma gerçekleşmiş bebekler yetişkinlik dönemlerinde yakın ilişki kurmakta bir hayli zorlanırlar. İlişkilerine duygusal kazanımlar katmaktan kaçınır ve ayrılık olduğunda negatif duyguları çok az hissederler. Empati kurmakta güçlük çekebilirler.

Karışık Bağlanma

Karışık bağlanmayı incelediğimiz zaman duygusal tutarsızlıklar ön planda görünür. Karışık bağlanma meydana gelmiş bebeklerde genellikle kafa karışıklığı, tuhaflaşmış davranışlar gözlemlenir. Hareketleri ve tepki reaksiyonları komplikedir. Hem sakınır hem direnç sergiler. Bazı bulgulara göre bakım veren kişinin hem rahatlatıcı güvenli duyguları hem de korku duygulanımlarını karışık olarak yansıttığından söz edilir. Buna bağlı olarak bebeğin hem bakım veren kişiden korkması hem de zamanında ona rahatlatıcı güven duygusunu vererek sakinleştirmesi karışık bağlanmaya neden olabilir.


Uzman Psikolog