İdealler, mücadele, destek ve fedakarlık üzerine romantik ve rengarenk bir müzikal.
Müzisyen Sebastian’ın yapmak istediği klasik caz müziği, asansör müziğine indirgenmiş adeta can çekişiyordur var olabilmek için. İstediği müziği çaldığı an çalıştığı bardan kovulur. Oyuncu olmaya çalışan Mia, katıldığı seçmelerde bile sürekli yarım bırakılıyor. Amacınıza ulaşabilmek için irili ufaklı o kadar çok şeyle mücadele etmek zorundasınızdır ki; sevdiğiniz birinin size destek olmasını istersiniz.
Sebastian’ın klasik müzikallerdeki gibi Mia’yla şarkı söyleyip dans ettiği romantik sahneyi bir iPhone sesinin sonlandırması gibi artık hayatımız. Mia’nın canhıraş bir şekilde yüreğinden kopararak yazdığı tiyatro oyununu ‘tek kadının oynadığı oyunlar çok kötü oluyor’ diyen adamlarla dolu ortalık. Maddi gerçekler bazen ideallerinden ödün vermeye zorlar seni, yalnızsan her şey daha zordur.
Mia kötü birkaç tesadüf sayesinde tanıştığı Sebastian’a aşık oldukça, onun istediği müziği yaptığı ve tutkuyla sevdiği müziği yaşatmak için açmayı planladığı caz kulübü hayaline sonuna kadar destek verir. Sebastian da Mia’nın oyunculuk hayalleri için her zaman onu cesaretlendirir. Acaba aralarındaki sevgi bütün zorluklara karşı direnebilecek midir?
