Buna ben karar veririm!
Hayır öyle olmaz.
Her yolu denedim ama bir türlü başarılı olamıyor?
Hemen dediklerimi yap!
Çocuklar, hayatlarını kendilerine değil, başkalarına bağlı olduğunu düşünerek büyümektedirler. Bu korkuları yaşamasına izin veren kişiler kimler? Ya da şöyle soralım, bu duygu doğuştan gelmediyse nasıl geldi?
Kontrol etme hastalığı bu kişiler etrafındaki her şeyin kusursuz olması için büyük bir çaba içindedirler. Çünkü bir tek kendilerinin hatasız yapabileceğine inanırlar. Etrafındakileri kontrol ederek aynı zamanda kendilerini güçlü de hissederler. Kendi doğrularını yaptırmak için diretirler.
Kontrol saplantısı olmak, doğuştan gelen bir özellik değildir.
Otokontrol !
Anne ve babalar üzgünüm çocuklarımızı kontrol etmemiz mümkün değildir, zaten böyle bir amacımızın olması doğru değildir. Bizim bu konudaki tek rolümüz,hayatta başarılı olabilmelerini sağlayacak kararlar alabilmelerini için onlara bağımsız düşünmeyi ve düşünme becerilerini eyleme geçebilmesini öğretmektir. Onlara, bizim onlar için doğru olduğunu savunduğumuz şeyleri zorlamak veya baskı kurmak yerine, kendi seçeneklerini ve kararlarını gerçekleştirecekleri uygun ortamı geliştirmesi için yardımcı olmalıyız.
Çünkü bir çocuğun mantıklı tercihler yapabileceğine dair inancı köreltilirse, öfkeli, kaygılı, kendine zarar veren, anne ve babaya bağımlı, başarısız çocuklar yetiştirme riski artar. Çocuklarımızın bilgiye dayalı kararlar almalarına yardımcı olmak için, ihtiyaçları olan bilgiyi edinmelerini ve sonra eyleme geçirmelerini beklemeliyiz.
Her zaman en iyisini biz ebeveynler bilemeyiz.
İyi kararlar doğru bilgi sahibi olunarak verilir, ama sadece doğru bilgi yetmez. Duygularımız bu süreçte oldukça etkilidir. Duygularımız olmadan doğruyu yanlışı değerlendirmek mümkün değildir. Onların hayatlarının her aşamasında karar veren siz olmayın. Yeni doğan bebekler bile ağlayarak bireysel ihtiyaçlarını ortaya koyabiliyorlar.(acıktığında ağlama tepkisi vermesi gibi…)
Evet, biliyorum çocuğu için en iyisini isteyen aile için bunu kabullenmek kolay değil, onların hayatlarına rehberlik ederken, bir şeyler öğretirken hayatlarının kendi hayatları olduğunu konusunda artık kendimize bunu inandırmalıyız.
‘’ONLAR BU DÜNYAYA SADECE SİZİN ARACILIĞINIZLA GELDİLER, SİZİN İÇİN DEĞİL.’’
(Eckhart tolle)
Çocukların ne hissettiğini ve istediği, karar verme süreçlerinde önemli bir parçadır.
Bırakın kontrol duygusunu kendi benliklerinde yaşasınlar.
Örneğin okul öncesi çağındaki bir çocuk, kendi yaş ve gelişimine, bilgi ve becerilerine uygun en iyi kararı verecek olan kişiler kendileridir. ‘’Bu bebekle mi yoksa bu araba ile mi oynasam? Legolardan kale mi yapsam ya da kâğıttan uçak mı yapsam ?’’ gibi sorular sorabilirler.
Bu durumda kontrol duygusuna sahip olduklarını göstererek ispat etmek gerekmektedir. Bunun için onlara zaman ve bilgiyi verip eyleme geçmesini beklemek gerekmektedir.
Kıyafetlerini inatla kendi giymesini isteyen çocuk için fırsat verin tek başına yapsın siz eylemin tam kendisi olmayın. Belki saatler sürecek giyinmesi, belki oyununa geç kalacak, belki hayal kırıklığına uğrayacak ama unutmayın, bu zaten öğrenmenin bir parçası.
Her çocuk kendi yağmurunda büyür.
Otokontrolü hayata geçirmek için ipuçları;
- Çocuklarınıza eğitimin sadece okuldan ibaret olmadığını anlatın. Fırsat ve şanslarının her yerde olduğunu görmelerini sağlayın.
- Çocuğunuza fırsatlar verin. ‘’sen kendin için en iyi olanı seçecek kişisin, Kimse senin sen olmanın ne hissettirdiğini daha iyi bilemez ve anlayamaz.’’ Deyin.
- Çocuklarınıza kararları konusunda fikrini sorun.
- Akşam yemeklerinde aile sohbetleri yaparken ona evdeki sorumluluklar hakkında neler olduğunu ve hangisini seçmek istediğine liderlik edin.(sofrayı kurmaya mı toplamaya mı yardım etmek ister gibi.)
- Seçme hakkı tanıyın ve sebebini dinleyin.
UNUTMAYIN; HER ÇOCUK ANLAŞILDIĞINI ANLAMAK İSTERLER.
Burçin Yarıcı
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı