İrade beyanındaki sakatlık nedir?
Taraflardan biri aslında nişanlanmayı istemediği halde, zihni bir kayıt ile evlenme vaadinde bulunmuş ise bu durumda irade beyanındaki sakatlıktan söz edilmektedir. Bir taraf şaka yapmak sureti ile karşı tarafına evlenme vaadini ilettiğinde, nişanlanmanın hukuki sonuçlarının oluştuğu söylenemez. Şayet karşı taraf kendisine yapılan evlenme vaadini ciddiye alır ise; şaka olarak beyanda bulunan tarafın beyanı ciddi beyan olarak sonuç doğurur ve nişanlanma gerçekleşir. Şaka yaptığını beyan eden tarafın yaptığı şakayı karşı tarafın da anlayabileceğini, bu sebeple hataya düştüğünü söylemesi halinde; karşı taraf nişanın bozulması sebebiyle tazminat isteme haline sahiptir. Yanılma, hata, korkutma, aldatma hallerinde; nişanın bozulması haklı sebep sayılacağından her somut olaya göre ayrı ayrı değerlendirilir.
Nişanlanmanın şarta bağlanması nedir?
Geçerlilik şartlarını taşıyan bir nişanlanmanın söz konusu olabilmesi için; şarta bağlı olarak yapılması mümkün kabul edilmektedir. Taraflarca kararlaştırılan şartın; geciktirici ya da bozucu olması mümkündür. Taraflar eğer “TUS sınavını kazanırsam, nişanlılığımız başlar.” şeklinde bir şartta anlaşmışsa; bu şart geciktirici bir şarttır. Taraflar eğer “TUS sınavını kazanamazsam, nişanlanma sona erer.” şeklinde bir şartta anlaşmışsa; bu şart bozucu bir şarttır. Kararlaştırılan bu şartların; ahlaka, adaba ve kişilik haklarına aykırı olmaması gerekir. Aynı şekilde nişanlanmanın cinsi münasebette bulunma şartına bağlanması da ahlaka kabul olarak kabul edilmektedir.
Nişanlanmanın süreye bağlanması nedir?
Geçerlilik şartlarını taşıyan bir nişanlanmanın söz konusu olabilmesi için; süreye bağlı olarak yapılması mümkün kabul edilmektedir. Nişanlanmanın ileri tarihte başlanmasına ilişkin yapılan anlaşmada hukuki bir engel bulunmamaktadır. Örnek vermek gerekirse; tarafların yılbaşında nişanlanma hususunda tarafların anlaşması ve bu nişanlılık ilişkisinin ramazan ayının ilk günü başlayacağına ilişkin anlaşma yapmaları mümkündür. Tarafların ramazan bayramından önce nişanı bozmaya ilişkin yapacakları eylemler geçerli kabul edilmemektedir. Bunun sebebi ise; nişanlanmanın ramazan bayramının ilk günü başlayacağına ilişkin anlaşma irade beyanlarıdır, ancak o zaman nişanın bozulması hükümleri uygulanacaktır.
Nişanlıların birbirlerine olan yükümlükleri nelerdir?
1- Vaade uygun davranma yükümlülüğü: Taraflar karşılıklı olarak birbirlerine evlenme vaadinde bulunmaları sebebiyle, evlenme vaadine uygun davranmakla yükümlüdürler. Evlenmeyi gerçekleştirmeyecek hallerden kaçınmaları gereklidir.
2- Evlenmeyi gerçekleştirme yükümlülüğü: Evlenmek için tarafların gerekli olan işlemleri yapmaları, evlilik için belediyeye başvurarak gün almaları, sağlık kontrollerinden geçmeleri gerekmektedir.
3- Sadakat yükümlülüğü: Taraflardan her biri nişanlılık sürecinde birbirlerine sadakatli davranmak ile yükümlüdürler. Evlenmeyi vaat eden kişilerin birbirlerine karşı evlenme isteklerini olumsuz şekilde etkileyecek davranışlardan kaçınmaları gerekmektedir. Sadakatsiz yükümlülüğüne aykırı davranışlar; boşanma davalarında olduğu gibi karşı tarafa tazminat isteme hakkını doğurur.
4- Nişanın Medeni Kanun anlamında yakın sayılması: Türk Medeni Kanunu’nun 151. Maddesinde; bir kimsenin yakınlardan birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmesini bir nisbi butlan hali kabul etmiştir. Ayrıca; Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinin 1. bendi uyarınca; yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak düzenlenmiştir. Her iki maddede de “yakın” terimi aynı zamanda nişanlılığı da kapsar.
5- Destekten yoksun kalma ve manevi tazminat isteyebilme: Nişanlılardan biri haksız fiil sonucu ölmesi halinde, sağ kalan nişanlı; bu fiili gerçekleştiren faile karşı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir.
6- Tanıklıktan ve hâkimlikten kaçınma hakkı: Nişanlılardan biri diğer nişanlının davalı ya da davacı olduğu bir davada, nişanlının sanık olduğu bir ceza davasında tanıklık yapmaktan kaçınma hakkına sahiptir. Bu durum nişanlılardan birinin bu davalarda hâkim olarak görev yapması halinde de geçerlidir.
Nişanlılığın sona ermesi halleri nelerdir?
1- Evlenme: Nişanlıların birbirleri ile evlenmesi halinde nişanlanma sona erer.
2- Tarafların anlaşması: Nişanlılar karşılıklı olarak nişanlılık ilişkisini sonlandırmaya ilişkin anlaşmışlarsa; nişanlılık ilişkisi sona erer. Bu anlaşma şekle bağlı değildir. Taraflar birbirlerinden hediyelerin geri verilmesini isteyebilirler.
3- Bozucu şartın gerçekleşmesi: Bozucu şarta bağlı olarak yapılan bir nişanlanmada; bozucu şartın gerçekleşmesi halinde nişanlılık sona erer.
4- Evlenmenin imkânsızlaşması: Nişanlılardan birinin sona ermesi halinde nişanlılık sona erer.
5- Kesin bir evlenme engelinin meydana gelmesi: Nişanlıların evlenmesinde kesin olarak bir engel bulunması halinde örneğin; akıl hastalığı, nişanlılardan birinin diğerinin evlatlığı olması hali nişanı kendiliğinden sona erdirir. 6- Nişanın bozulması: Nişanlıların irade beyanları sonucu nişanlılıkları sona erer. Bu durumun açık irade beyanı ile yapılması gerekmez. Örneğin; nişanlının mesajlara cevap vermemesi, bulunmuş olduğu hiçbir haber vermeden şehri terk etmesi, buluşma taleplerini geri çevirmesi, aramaları cevaplamaması halleridir.
Nişanın bozulmasında haklı sebepler nelerdir?
Nişanlıların ekonomik durumların bozulması, iflas etmeleri, ilişkilerinde beklenmedik bir durumun ortaya çıkması (örneğin nişanlının anne ve babasının bakımını üstlenmek durumunda kalması), nişanlının nişanlanmadan önceki ahlak ve adaba uygun olmayan özel hayatının öğrenilmesi, nişanlının ağır bir hastalığa yakalanması, ciddi bir fikir ve inanç ayrılıklarının oluşması, bulaşıcı ve iyileşmeyen bir hastalığa yakalanması, nişanlının ailesinin ahlak ve adaba uygun olmayan bir yaşam tarzı benimsemesi, nişanlıya karşı pek kötü muamelede bulunulması, sadakat yükümlülüğüne uyulmaması halleridir.
Nişanlılığın sona ermesinde nişanlıların birbirlerinden tazminat isteme hakları var mıdır?
Nişanlılığın tek taraflı olarak sona erdirilmesi halinde; nişanlıların birbirlerinden tazminat isteme hakları vardır. Tazminat ödeme yükümlülüğünde olan kişi; nişanın bozulmasında kusurlu olarak kabul edilen taraftır. Haklı bir sebep olmaksızın, nişanın bozulmasına sebebiyet veren taraf; kusurlu kabul edilmektedir. Bu sebeple tazminat ödemekle sorumlu tutulmaktadır. Eğer nişanın bozulmasındaki haklı sebep; diğer tarafın kusurlu davranışları neticesinde oluştu ise bu durumda nişanı bozan taraf, diğer taraftan tazminat isteme hakkına sahiptir. Nişanın bozulması herhangi bir haklı sebebe dayanmıyor ise; bu durumda hiçbir taraf birbirinden tazminat isteyemeyecektir.
Tazmin edilecek zarar ve masraflar nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nun 120. Maddesinin 1. Bendine göre; nişan töreni sebebiyle yapılan masraflar, haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozan kişi tarafından ödenir. Nişanın bozulmasında hiçbir kusuru olmayan tarafın; evlenmek amacıyla yapmış olduğu tüm masraflar örneğin; ev kiralanması, balayı masrafları, eve alınan eşyalar kusurlu olan nişanlı tarafından ödenir. Nişanlılık töreni için yapılan masraflar örneğin; çiçek, ikramlar ve ziyaret masrafları da talep edilebilir. Haksız olarak nişanı bozan kişiye karşı tazminat davası açabilir mi? Nişanın bozulmasında haksız olan tarafa karşı diğer taraf; tazminat davası açabilir. Bu davada nişanı bozan kişinin anne babası olan kişilere karşı dava yöneltilemez. Fakat; nişanın bozulmasında haksız olan taraf ölmüş ise, bu dava mirasçılarına karşı yöneltilir. Nişanın bozulmasında kusursuz olan taraf tazminat davasında karşı tarafın kusurunu ve haklı bir sebebe dayanmadan nişanı bozduğunu ispat etmek zorundadır. Davacı; davasını ispat eder ise hâkim takdir yetkisini kullanarak uygun bir tazminat ödenmesine karar verebilir.
Nişanlılığın sona ermesinde üçüncü kişilerin tazminat isteme hakları var mıdır?
Türk Medeni Kanunu’nun 120. Maddesinde; kusursuz olan nişanlının nişanın bozulması sebebiyle anne ve babasının ya da onlar gibi davranan kimselerin, kusurlu olan nişanlıya karşı tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır. Tüm nişan masraflarını ve evlenmenin yapılacağına ilişkin olan masraflar; nişanın bozulmasında kusurlu olan nişanlıdan talep edilir. Örneğin; damatlığın kızın babası tarafından satın alınması, ev eşyalarının kızın annesi tarafından satın alınması hali. Hediyelerin geri verilmesi ne demektir? Nişanlılar; nişanlanmanın hüküm doğurduğu tarihten itibaren birbirlerine nişanlanmanın gereği olarak birtakım hediyeler verirler. Nişanlıya ekonomik değer olan her türlü kazandırma; hediye olarak kabul edilir. Örneğin; nişan yüzüğü, nişan seti, nişan bohçası hediye olarak kabul edilir.
Hediyelerin geri verilmesinin istenmesinin şartları nelerdir?
Hediye; nişanlanma sebebi ile verilmiş olması gerekir. Örneğin; yüzüğün nişanlanma sebebi ile verildiği kabul edilmektedir. Bu hediyelerin alışılmışın dışında olması gerekmektedir. Hâkim; bu konuyu değerlendirirken alışılmışın dışında olup olmadığını örf, adet kuralları ile günün şartlarına bakarak takdir edecektir. Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ermiş olmalıdır. Eğer nişanlılık yalnızca evlilik ile sona erdiyse, tarafların birbirlerinden hediyeleri geri istemeleri söz konusu olamaz. Nişanlılık; ölüm, anlaşma ya da nişanın bozulması hali ile sona erdi ise hediyeler taraflara geri verilmelidir. Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı; nişanlıların anne babalarını ya da anne baba gibi hareket eden kişilere de verilmiştir.
Nişanlanmanın sona ermesinden doğan taleplerde zamanaşımı süresi nedir?
Türk Medeni Kanunu’nun 123. maddesi uyarınca; nişanlılığın sona ermesinden doğan talep hakları, sona ermenin üzerinden 1 yıl geçmek ile zamanaşımına uğrar. Maddi ve manevi tazminat talepleri ile hediyelerin geri verilmesinde de 1 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Ayrıca; nişanlıların anne ve babaları için de bu zamanaşımı süresi uygulanır.
Gizem Gonce
Avukat