Hangi haller vasinin yetkilerini kötüye kullandığı anlamına geleceği konusunda bilgi vermeye çalışacağım. Türk Medeni Kanun’unda vasinin görevinden azil sebepleri detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
Şöyle ki; Türk Medeni Kanunu madde 483- Vasi, görevini ağır surette savsaklar, yetkilerini kötüye kullanır veya güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da borç ödemede acze düşerse, vesayet makamı tarafından görevden alınır. Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 483. Maddesinde de görüldüğü üzere görevinden azil sebepleri detaylıca düzenlenmiştir. Vasi, a) Görevini ağır surette savsaklar, b) Yetkilerini kötüye kullanır veya c) Güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da d) Borç ödemede acze düşerse, Vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görevden alınmaktadır. Vesayet makamı ancak araştırma yaptıktan ve kendisini dinledikten sonra vasiyi görevden alabilir.
Vasi, vesayet altındaki kişinin menfaatlerini korumadaki yetersizliği nedeni ile risk yarattığının görülmesi halinde de gerekli görülmesi halinde vasilik görevinden alınabilir. Yukarıda sayılan durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi hâkimi vasiyi görevinden alma yetkisine sahiptir. Vasi görevini yaparken, vesayet altındaki kişinin menfaatinin öncelikle korunması gerektiği açıktır. Vasinin özenli çalışıp çalışmadığının anlaşılması için Yargıtay tarafından değerlendirme kriterleri getirilmiştir. • Vesayet altındaki kişi ile uyumlu ve tahakküme dayanmayan bir ilişki içerisinde bulunup bulunmadığı, • Vesayet altındakinin mutluluğu ve gelişimi için gerekli önlemleri alıp almadığı, • Vesayet makamlarının talimatlarını düzenli olarak yerine getirip getirmediği, • Vesayet altındaki kişinin yaşam standartlarının, vesayet altındaki kişinin gelirine en uygun şekilde olmasını sağlayıp sağlamadığı, gibi sebepler örnek olarak gösterilebilinir. Türk Medeni Kanun’u vasinin ancak kusuru halinde görevini savsakladığını kabul etmektedir. Ağır savsaklama hali mevcut değilse vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından vasinin uyarılması ile yetinilmektedir. Uyarıya rağmen vasi görevini yerine getirmezse vasinin görevinden alınması gerekmektedir.
Vasinin kısıtlı veya küçüğün hayati tehlike oluşturmayan sağlık kontrollerini veya tedavisini yaptırmakta ihmalinin bulunması, okuluyla ilgilenmemesi, öğretmenleri ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlamaması, kısıtlının kişisel gelişimine, mahkemece izin verilmiş faaliyetlerini yapmasını kolaylaştırıcı iş ve işlemleri yapmaması, mahkemece karar verilmiş olmasına rağmen defter tutmaması, kişinin paralarını bankaya yatırmayarak üstünde tutması vb. durumlar görevi ağır savsaklama olarak kabul edilmektedir. Vasinin görevini savsaklayıp savsaklamadığına karar verme yetkisi vesayet makamına aittir. Denetim makamına bu karar hakkında itirazda bulunmak mümkündür. Vasinin yetkisini kötüye kullanması bir iş ya da işlemi vesayet altındakinin aleyhine yapması şeklinde olabileceği gibi, vesayet altındakinin lehine bir iş ya da işlemi yapmamak şeklinde de olabilmektedir.
Vasinin yetkilerini kötüye kullandığı durumlara; vasinin vesayet altındaki kişinin parasını kendisi için kullanması, kendi hesabına yatırması, vesayet makamlarının iznine tabi işlemleri izin almadan yapması, yersiz ve fazla bağış yapması, yetkisinde olmadığını bildiği halde kanuni bir işlem yapması gibi durumlar örnek gösterilebilir. Yetkinin kötüye kullanılmasından söz edilebilmesi için vasinin davranışının kasıtlı olması gerekmektedir. Vasinin yetkisi olmayan bir işlemi yapması da yetkinin kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilmektedir.
Gizem Gonce
Avukat