En yalın şekilde bireyin kendini nasıl gördüğüdür: ben dürüstüm, ben çalışkanım, ben kırılganım gibi.
Bireyin düşüncelerinin önemsendiği, psikolojik ve fiziksel şiddetin daha az yaşandığı bir ortamda olumlu yaşantılar geçiren çocuklar olumlu benlik algısına sahip olurlar.
Yapılan araştırmalarda annelerin ilgisiz, ihmalkâr olduğu durumlarda çocuğun öz saygı ve benlik algısı da zayıf ya da güçsüz olabilmektedir.
İlgili anneler, çocuğu ile iletişim halinde olan konuşan anne-çocuk ilişkisinde bu durum tam tersi yönde gelişme göstermiştir. Anne baba tarafından kabul edilen çocuklar sosyal ve duygusal gelişimi desteklendiği için çocuk daha olumlu sosyal ilişkiler kurduğu ve davranış problemlerinin azaldığı görülmektedir. Bu sosyal uyum çocuğun akademik yaşantısına büyük katkı sağlarken, onun ileride de sağlıklı, başarılı bir birey olmasını desteklemektedir.
Aileler çocuklarının potansiyellerini ortaya çıkarabilecek özgür ortamı sağlamalı ve iyi bir gözlemci olmalıdır.
Çocuğun güçlü ve zayıf yanlarını görebilmeli ve bu konuda desteklemeli. Kendi hayallerini gerçekleştiremeyen bunu çocuğu ile gidermeye çalışan baskıcı ebeveyn tutumu ise çocukta gerçekçi olmayan hayallere hatta hayal kırıklıklarına sebep olmaktadır. Bu nedenle çocuğu iyi tanımak, yapabileceklerini iyi görmek önemlidir.
Ayrıca aile, öğretmen ve takım çevre çocuğun benliğinin şekillenmesinde rol oynamaktadır. Bu nedenle biz anne-babalara ve eğitimcilere büyük iş düşmektedir.
Çocuğu keşfetmek, hedeflerde gerçekçi olmak ve inşaa etmek.
Görkem Zengin
Eğitimci / Eğitim Koçu