İnsanlarda kıskançlık duygusu doğuştan vardır. Her insan birbirini belli konularda kıskanır. Yaşamın vazgeçilmez konularından biri de kıskançlıktır. Fakat çocuklardaki kıskançlık duygusunu daha çok anne ve baba tetiklemektedir. Anne ve babanın göstermiş olduğu tutum ve davranışlar çocuğun kardeşine olan tutum ve davranışlarını etkilemektedir. Çocuk, eve yeni bir bebek geldiğinde bütün aile üyeleri onunla ilgilendiğinde dışlandığını hisseder bu sayede korku ve endişesi artar.
‘’Artık annem ve babam beni sevmiyor‘’ düşüncesine kapılabilir. Bunun sonucunda çocuk, çabuk sinirlenen, kurallara uymayan ve tepki olarak yemek yemeyen bir çocuğa dönüşebilir. Hatta daha ilerleyen durumlarda kardeşine bile zarar verebilir.
Yeni gelen bir bebekten sonra çocuğun okula gönderilmesi, ‘’ beni evde istemiyorlar ‘’ düşünce kalıbının oluşmasına neden olabilir. Çocuk evden atıldığını, istenmediğini ve dışlandığını düşünür. Okulda ağlama, arkadaşlarıyla tartışma, altına kaçırma, saç yolma, tırnak yeme vs. gibi birçok davranışlar sergiler.
Evin lideri konumundaki bir çocuk artık tahttan indirilmiştir. Çocuk için nedeni ise yeni gelen bir bebektir. Bütün ilgi çocuktayken bir anda ilginin ikiye bölünmesi çocuk için dayanılmaz bir karın sancısıdır. Bu acıya katlanamayıp yeni gelen bebeği görmek dahi istemez. ‘’ O senin kardeşin ‘’ denildiğinde ‘’ hayır benim kardeşim yok.’’ diyebilir.
Kardeş kıskançlığı önlemede en önemli basamak, hamilelik sürecinde atılmalıdır!
Kardeş haberi çocuğa verilirken çocuğun yaşı ve gelişim seviyesi göz önünde bulundurulmalıdır. Annenin hamile olduğu ve çocuğun kardeşi olacağı konusu çocuğun yaşına göre farklılık gösterir. Bir buçuk yaşından önce açıklamaları anlamayan bir bebeğe kardeşi olacağı ile ilgili bir açıklamanın faydalı olamayacağı gibi bir buçuk yaşından sonraki çocuğa çok erken verilen kardeş haberi birçok soruna neden olabilir. 2 yaşındaki bir çocuğa kardeş haberi annenin karnı belirginleşmeye başladığında anne ve baba tarafından verilmelidir.
Örneğin; Ebeveyn, çocuğa bir kardeşi olacağını uygun bir dille anlatarak, kardeşi ile neler paylaşabileceğini, beraber oyunlar oynayarak eğlenebileceklerini anlatarak bu fikre alıştırmalıdır. Bebeğin tıpkı kendi bebekliğindeki gibi bakıma ihtiyacı olduğunu kendi resimleri gösterilerek söylenmeli ve hatta kendisinin de yardım etmesi istenmeli ayrıca bebekle birlikte kendisini sevmeye devam edeceklerini söylenmeli ve çocuğa kardeş sevgisi ile ilgili hikayeler okunmalıdır.
Çocukların ‘’ Beni artık sevmiyorsunuz ‘’ gibi davranışları dikkate alınmalı aksini söylemek yerine, ‘’ Bunu hangi davranışımdan çıkarıyorsun? Böyle düşünmene sebep olacak ne oldu? ‘’ gibi sorular sorarak, bu düşüncelerine neden olan davranışlar öğrenilip düzeltilmelidir.
Doğuma hazırlık nasıl yapılmalıdır?
Doğum yaklaştığında çocuğun yaşı ve gelişim seviyesine göre nasıl bir süreç geçireceği anlatılmalıdır. Annenin bir süre hastanede olacağı ve bu süre içerisinde çocuğun kiminle nerede kalacağı açık bir dille anlatılmalı ve ayrılık sürecinde kaygısını azaltmak için anne ve babaya ait bir şeyi yanına alması veya fotoğraflarını yanında bulundurması gibi yöntemlere beraber karar verilmelidir.
Hastane ziyareti nasıl planlanmalıdır?
Çocuğun babasıyla annesini ziyaret etmesinde bir sakınca yoktur fakat akrabaların orada olması sürekli bebek hakkında konuşmaları ilginin bebekte olduğunu ön planda tutacaktır. Bu sayede çocuk kendisini kötü hissedecektir. Çocuk hastaneye geldiğinde anne, baba, çocuk ve bebek başbaşa kalmalıdır. O anda bebek ise kimsenin kucağında olmamalıdır. Kendi yatağında yatmalıdır. Çocuk ise anne ve babanın kucağında olmalı ve çocuk bebek ile ilgili soru sormadıkça bebekle ilgili soru yöneltilmemelidir. Çünkü çocuk önce bebeğin varlığına alışmalıdır. Çocuk hastanede fazla kalmamalıdır. Hastane sonrası çocuğun sevdiği yerlere gitmesi onu rahatlatabilir. Annenin akşam eve gelmemesi çocuğa uygun bir dille açıklanmalıdır.
Bahar İkra Dener
Uzman Klinik Psikolog